Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/9905 E. 2018/19192 K. 19.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9905
KARAR NO : 2018/19192
KARAR TARİHİ : 19.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; dava dışı şirket elemanı olarak davalı iş yerinde Eylül 1996-Haziran 2013 tarihleri arasında çalıştığını, alt işveren değiştikçe çalışmasının devam ettiğini, iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; alt işverenlerin dava konusu alacaklardan sorumlu olduğunu, davacının haftanın 6 günü 08:00-17:00 arası çalışıldığını, resmi tatil günlerinde çalışma yapılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne dair karar verildiği, verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2016 tarih, 2016/400 esas, 2016/17885 karar sayılı bozma ilamı ile; “davacı, davalı işyerinde tüm ulusal bayram genel tatiller de dahil olmak üzere haftanın 7 günü 07:00-19:00 arası çalıştığını iddia etmiştir. Davalı ise, davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışması yapmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının haftanın 6 günü 07:00-18:00 arası, ayda 10 gün 19:00’a kadar 1 saat ara dinlenmesi düşülerek haftalık 15 saat fazla mesai yaptığının ve dini bayramlar hariç tüm ulusal bayram genel tatiller de çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Ancak davacı tanıkları, davacı ile birlikte 2012 yılına kadar çalıştıkları için davacının bu tarihe kadar fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hakkında bilgi sahibi olacaklarından davacı sadece 2012 yılına kadar olan alacaklarını ispatlayabilmiştir. Yapılacak olan davacı tanıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile davalı işyerindeki çalışma sürelerinin belirlenerek davacının bu tarihler arasındaki fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerinin hesaplanmasıdır. Yanılgılı değerlendirme ile davacının tüm çalışma dönemi için tanık beyanları ile tespit edilen çalışma gün ve saatlerine göre hesaplama yapılması hatalı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının Ağustos 2012 tarihine kadar olan çalışmalarını ispatladığı gerekçesi ile bu tarihe kadar hesaplanan alacakları yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı işçinin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davanın kabulüne dair karar verildiği, verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2016 tarih, 2016/400 esas, 2016/17885 karar sayılı bozma ilamı ile; “davacı, davalı işyerinde tüm ulusal bayram genel tatiller de dahil olmak üzere haftanın 7 günü 07:00-19:00 arası çalıştığını iddia etmiştir. Davalı ise, davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve tatil günleri çalışması yapmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının haftanın 6 günü 07:00-18:00 arası, ayda 10 gün 19:00’a kadar 1 saat ara dinlenmesi düşülerek haftalık 15 saat fazla mesai yaptığının ve dini bayramlar hariç tüm ulusal bayram genel tatiller de çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Ancak davacı tanıkları, davacı ile birlikte 2012 yılına kadar çalıştıkları için davacının bu tarihe kadar fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hakkında bilgi sahibi olacaklarından davacı sadece 2012 yılına kadar olan alacaklarını ispatlayabilmiştir. Yapılacak olan davacı tanıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile davalı işyerindeki çalışma sürelerinin belirlenerek davacının bu tarihler arasındaki fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerinin hesaplanmasıdır. Yanılgılı değerlendirme ile davacının tüm çalışma dönemi için tanık beyanları ile tespit edilen çalışma gün ve saatlerine göre hesaplama yapılması hatalı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının 2012 yılının Ağustos ayına kadar haftanın 6 günü 07:00-18:00 arası, ayda 10 gün 19:00’a kadar 1 saat ara dinlenmesi düşülerek haftalık 15 saat fazla mesai yaptığının ve dini bayramlar hariç tüm ulusal bayram genel tatiller de çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılmıştır.
Bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Mahkemece, davacı tanıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile davalı işyerindeki çalışma sürelerinin belirlenerek davacının bu tarihler arasındaki fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerinin hesaplanması gerekirken, davacı tanıklarının işyerindeki çalışma süreleri belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup karar yeniden bu nedenle bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/09/2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.