Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/9742 E. 2018/18045 K. 10.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9742
KARAR NO : 2018/18045
KARAR TARİHİ : 10.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı taraf, müvekkilinin davalı işveren nezdinde 22.03.2002-24.12.2010 tarihleri arasında CNC operatörü olarak çalıştığını, sürekli fazla çalışma yapmasına, genel tatillerde çalışmasına rağmen karşılığında ödeme almadığını, yıllık ücretli izin hakkından da yararlandırılmadığını belirterek; yıllık izin, genel tatil ve fazla çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının tüm işçilik hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini, bu hususta ibraname düzenlendiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz üzerine Dairemizin 06.06.2017 tarihli ilamı ile özetle davacı imzasını taşıyan 24.12.2010 tarihli ibranamenin değerlendirilmesi gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada alacakların ödendiği ve davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut olayda, bozma sonrası yapılan yargılamada davacı, taraflar arasında imzalanan 24.02.2015 tarihli protokol uyarınca alacaklarının davalı işveren tarafından ödendiğini beyan etmiş, davalı ise bu belgenin icra tehdidi altında düzenlendiğini savunmuştur. Mahkemece her ne kadar protokolün taraf vekillerince düzenlendiği, içeriği ve imzaya ilişkin somut itirazların olmadığı, davalı vekilinin icra tehditi altında böyle bir belgeyi imzaladığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmayacağı gibi vekalet ilişkisi doğrultusunda bu savunmanın yerinde görülemeyeceği gerekçesiyle davalının itirazı yerinde görülmemiş ise de, yapılan değerlendirme protokol kapsamına göre hatalı olmuştur. Şöyle ki, 24.02.2015 tarihli protokolün incelenmesinde, genel olarak icra tehdidi altında yapılan ödemenin şartlarını düzenlediği, davalı tarafça yanlızca icra dosyasına konu borcun tasfiyesine ilişkin taahhütte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de sözü edilen protokolde birçok kez icra dosyasına atıf yapılarak icra dosyasındaki borcun tasfiyesi ve takip işlemlerine devam edilmemesi konusunda anlaşma yapıldığı, protokolde davalı tarafın yalnızca icra dosya borcunu ödemeyi üstlendiği ve bunun dışında başkaca bir taahhüt veyahut beyanda bulunmadığı, tarafların temyizden veya davadan feragat edeceklerine ilişkin beyan içermediği görülmektedir. Bu nedenle ödemenin dava konusuna yönelik olmadığı değerlendirilerek , bozma kararı çerçevesinde değerlendirme yapılarak ve mükerrer ödeme olmamak kaydıyla işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 10.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.