Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/8753 E. 2018/18066 K. 10.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8753
KARAR NO : 2018/18066
KARAR TARİHİ : 10.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 02.03.2010 tarihinde iş akdinin haksız yere feshedildiği 30.04.2011 tarihine kadar aralıksız olarak şirketin … Barajı’nın yapım şantiyesinin bulunduğu … İlinin … ve … İlçesinde damperli araç şoförü olarak çalıştığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil ücret alacağı, hafta tatili, yol ücreti ve yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 24.03.2016 tarihli ilamı ile davacının sair temyiz itirazları reddedilerek, fazla çalışma ücreti talebi yönünden, dosyada bulunan 2011 yılı Mart ve Nisan bordroları dışında davacıya fazla mesai tahakkuk ettirilmemiş olup davacının çalıştığı ve fazla mesai tahakkuk ettirilmeyen diğer aylar için tanık beyanlarıyla fazla mesai yaptığını ispatlamasının mümkün olduğu kabul edilerek fazla mesai ücret alacaklarının hesaplanması gerektiği, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti talebi yönünden ise, bordroların incelenmesinden davacıya çalıştığı günün karşılığı olarak 1 yevmiye üzerinden normal mesai ücretinin ödendiği, bu günlerde tatil yapılmayarak çalışıldığında, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği, yıllık izin ücreti talebi yönünden de, kullandırılmayan 4 gün için yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacak taleplerinin kısmen kabulüne, ulusal bayram ve genel tatil alacağı talebinin reddine, bozma dışı kalan alacaklar hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası Mahkemece “Davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı taleplerinin Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2015/6892 esas -2016/7046 karar sayılı dosyası ile kesinleştiği göz önünde bulundurularak bu talepler yönünden KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.