YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7173
KARAR NO : 2018/18799
KARAR TARİHİ : 13.09.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin 23.04.2012 tarihinde işverence feshi sonucu açtıkları işe iade davasının kabul edilip Yargıtay’dan onanarak kesinleştiğini, yasal 1 aylık süre içerisinde işe başlatılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının ve ayrıca işe iade sonrası eksik ödenen boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının hafta tatili kullandığını, dini bayramlarda hiç çalışmadığını, resmi ve ulusal bayramlarda zaman zaman çalışıp ücretini aldığını, zaman zaman fazla çalışma yaptığında da ücretinin ödendiğini, kendisine işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süreye ilişkin ücretler, kıdem-ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödendiğini, alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle temyiz nedenlerine göre, davacı ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafın, -davacının kooperatife ait alışveriş merkezinden yaptığı alışverişler sonrası borcu mahsup edilerek kalan miktarların banka hesabına aktarıldığı- savunması karşısında; Mahkemece, davacının genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacakları ay ay hesaplandıktan sonra aynı dönemde yaptığı alışveriş miktarları ile bankaya yatırılan miktarlar ve tahakkukların karşılaştırılması yönünden karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda, alışveriş yapılan 01.01.2011-31.05.2011 tarihleri arasındaki dönem, alışveriş tutarları düşüldükten sonra bordroların karşılığının bankaya yattığının anlaşılması nedeniyle dışlanmıştır. Ancak bordrolarda zamlı tahakkuk olup olmadığı belirlenmediği gibi, tahakkuk bulunsa bile bordroların imzasız olduğu gözardı edilmiştir.
Açıklanan nedenler ile, Mahkemece 01.01.2011-31.05.2011 tarihleri arasında bordrolarda zamlı fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı tahakkuku olup olmadığı belirlenerek var ise bordrolar ile ödendiği sabit olan miktarların yapılan hesaplamadan mahsubu gerekirken bu ayların dışlanmış olması hatalıdır.
3-Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından bozma ilamı öncesinde takdiri indirim yapılmış olmasına karşın bozmadan sonra usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde bu alacağın takdiri indirimsiz hüküm altına alınması da isabetli bulunmamıştır.
4-Taraflar arasında davalı tarafından davacının banka hesabına dava açılmadan önce ve sonra yapılan ödemelerin mahsup işleminin doğru yapılıp yapılmadığı da ayrı bir uyuşmazlık konusudur.
Hesaplanan fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından takdiri indirim yapıldıktan sonra ödenden miktarların yöntemince mahsubu gerekirken önce mahsup yapılıp sonra takdiri indirim yapılması hatalıdır.
Ayrıca, mahsup yapılacak tutar nettir. Bu nedenle fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının brütten nete çevrildikten sonra mahsup edilecek net tutara oranlanması gerekirken; bu alacak kalemlerinin brüt tutarının mahsup yapılacak net ödemeye oranlanması suretiyle mahsup edilecek miktarların bulunmuş olması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.