Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/5602 E. 2018/17335 K. 09.07.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5602
KARAR NO : 2018/17335
KARAR TARİHİ : 09.07.2018

MAHKEMESİ : … 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 2008 yılı Haziran ayından itibaren … (Türkiye) … Türkiye-… şubesi şirketinin grup şirketlerinden … Madencilik’in sigortalısı olarak çalışmaya başladığını, daha sonra sigortasının… Basin Şirketine geçirildiğini, … Basin şirketi nezdindeki çalışmasının aralıksız devam ederken bu kez işyeri devri sonucunda 01/01/2012 tarihi itibariyle davalı … … Ltd. Şti.’ne geçirildiğini, fesih tarihine kadar aralıksız şoför olarak çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından 27/04/2015 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, feshin geçersiz olduğunu, davalı şirkette muvazaalı olarak da bir çok işçi çalıştığını, … ve … şirketlerinde çalışan işçilerin gerçekte … … Limited Şirketi işçisi olduklarını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine ve boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakları ile işe başlatmama tazminatına dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, … Madencilik ile davalı şirketin hiçbir ilgisi olmadığını, davacının imzalanmış olan iş sözleşmesinde…şirketinde çalışmaya başladığı tarihin kıdem başlangıç tarihi olup, işletmesel kararın uyglanmasında da davacının … ‘deki çalışmasının esas alındığını, davalı şirketin … üretim şirketlerine sondaj ve ayrıca sondaj yan servis ve destek hizmetleri olmak üzere iki farklı alanda faaliyet gösterdiğini, sondaj kulelerinin devre dışı kalmaya başlaması ile işin azaldığını, işin azalmasına bağlı olarak da işletmesel karar alarak ihtiyaç fazlası personelin ortaya çıktığını ve bu dönemde geçici olarak işe alınan personelin çalışmasına son verildiğini, bir kısım personeli rotasyonlara dahil ettiğini, ücretli izinleri olan personele ücretli izinlerini kullandırılmaya başladığını, bu kapsamda davacıya, işletmesel karar uyarınca şirketin içinde bulunduğu durum anlatılarak 3 aylık ücretsiz izin teklif edildiğini ancak davacı tarafından ücretsiz izin teklifinin kabul edilmemesi nedeniyle davacının iş akdinin feshedilmek zorunda kaldığını, …. ve … Şirketlerinin davalı şirketin hizmet aldığı şirketler olduğunu, işletmesel kararın … ve … personelleri için de aynen uygulandığını, feshin geçerli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesi tarafından, davacının yerine personel alınmadığı, ancak davacıdan daha az kıdeme sahip olan işçilerin önceki dönemde şoför olarak çalışmalarına rağmen başka departmanda görevlendirildikleri, meslek kodlarının …’da giriş-çıkış yapılarak değiştirildiği, bu şekilde işten çıkarılanların şoför olarak gözükmemesine rağmen davacı ile birlikte şoför olarak çalıştıkları, hususları tespit edildiğinden, yapılan fesih işlemine konu işletmesel kararın işçilere eşit ve objektif uygulanmadığı, İş Hukukunun temel prensiplerinden olan işten çıkarma işlemine son işe girenlerden başlanmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı, davalı tarafından yapılan feshin bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine, davacının davalı şirketteki işine iadesine, işe başlatılmama halinde davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının davacının beş aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine, davacının süresi içinde başvurması halinde hak kazanacağı en çok dört aya kadar ücret ve haklarının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, İlk Derece Mahkemesi tarafından davacıdan daha az kıdeme sahip olan işçilerin önceki dönemde şoför olarak çalışmalarına rağmen başka departmanda görevlendirildikleri, meslek kodlarının …’da giriş-çıkış yapılarak değiştirildiği, bu şekilde işten çıkarılanların şoför olarak gözükmemesine rağmen davacı ile birlikte şoför olarak çalıştıkları kabul edilmiş ise de, bu şekilde davacıdan kıdemi daha az olan ve giriş çıkış yapılarak farklı pozisyonlarda gösterildiği halde şoför olarak çalıştırılmaya devam edilen işçilerin belirsiz olduğu,…’nın farklı departmanda çalıştığı, davacının yerine personel alımı yapılmadığı, davalı şirketin almış olduğu işletmesel karar sonrası düzenli olarak küçülmeye gittiği, işletmesel kararın işçilere eşit ve objektif uygulandığı, feshin son çare olması ilkesine uyulduğu, bu nedenle davalı işveren feshinin geçerli nedene dayandığı kabul edilerek, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kabul kararının ortadan kaldırılmasına, davanın reddine dair karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı konusu olup kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
İşletmeyi veya iş yerini etkileyen objektif sebeplerle ortaya çıkan işgücü fazlalığı sonucunda, işçinin iş yerinde çalışma imkanı ortadan kalkmış ise fesih için geçerli bir sebebin varlığından söz edilir. İşveren amaç ve içeriğini belirlemekte serbest olduğu işletmesel kararlar alabilir. Ancak, işletmesel karar sonucunda, tedbir olarak düşünülen feshin zorunlu hale gelmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin fesih konusunda keyfi kararları yargı denetimine tabidir.
İşveren, işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirin feshi zorunlu kıldığını ispatlamalıdır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin başka bir sebebe dayandığını ileri sürdüğü takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
İşletmesel kararda, amaca uygunluk ve yerindelik denetimi yapılamamakla birlikte, işveren yeniden yapılanma tedbirini ciddi ve kalıcı biçimde uyguladığını, tutarlılık denetimi kapsamında ispatlamalıdır. Bunun dışında işletmesel karar; ispat yükü işçide olmak üzere, işverenin ekonomik ve işletmesel sebepler dışında bir saikle fesihte bulunduğu, bu hakkın kötüye kullanıldığı iddia edildiğinde keyfilik denetimine ve iş yeri gereğinin kaçınılmaz olup olmadığının denetimi kapsamında ölçülülük ve gereklilik denetimine tabi tutulabilir.
İşletmesel kararla varılmak istenen hedefe fesihten başka bir yolla ulaşmak mümkün ise fesih için geçerli bir sebepten söz edilemez. Fesih, son çare olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, işveren feshi mevcut projelerinin tamamının sona ermesi sebebiyle gerçekleştirilmiş olup, işletmesel gerekliliğe dayanmaktadır.
Fesih bildiriminde şirket bünyesinde faaliyet gösteren tüm sondaj kulelerinin çalıştırıldıkları son projelerin tamamlanması ve yeni bir proje alınamaması sebebi ile şirketin faaliyetine devam eden hiçbir sondaj kulesi bulunmadığı, Kulelerin faaliyetlerinin sona ermesi ile başta sondaj kulelerinde görev alan saha personeli olmak üzere, bu faaliyetlere destek sunan değişik destek birimlerinde ihtiyaç fazlası personel oluştuğu, şirketin ilerleyen aylarda yeni bir iş alma ihtimaline binaen; feshin son çare olması ve son giren ilk çıkar ilkeleri göz önünde bulundurularak tüm birimlerde de ihtiyaç fazlası personel oluştuğundan davacının görevlendirilebileceği başka bir pozisyonun da bulunmaması sebebiyle şirket tarafından çalışanların kıdem süreleri esas alınmak suretiyle alınan işletmesel karar doğrultusunda, üç ay süre ile ücretsiz izin teklif edildiği ancak bu önerinin de davacı tarafından kabul edilmemesi sebebiyle, iş sözleşmesinin feshedildiği açıklanmıştır.
Mahkemece aldırılan bilirkişiler kurulunun 19/09/2016 tarama tarihli raporu ile 20/12/2016 tarama tarihli ek raporunda feshin geçerli nedene dayandığının belirtildiği, 12/04/2017 ve 21/08/2017 tarihli ek raporlarda feshin geçerli nedene dayanmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
21/08/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; dosyaya ibraz edilen emsal işçilerin … kayıtları incelendiğinde, davacı işçiden daha sonra işe girdikleri ancak iş akitlerini fesihlerinin yapılmadığının tespit edildiği, davalı tarafça iş akdi fesihlerine ilişkin sunulan listede davacı ile aynı işi yapan veya davacının yerine bir personel alınmadığı görülmekte ise de davacı ile aynı işi yapan ve davacıdan daha az kıdeme sahip işçilerin önceki dönemde şoför olarak çalışmalarına rağmen sonrasında başka bir departmanda görevlendirildikleri için ve meslek kodlarının …’da daha sonradan giriş çıkış yapılarak değiştirildiği tespit edildiğinden şoför olarak çıkışlarının görünmemesinin olağan olduğu, davalı şirket tarafından işletmesel karara uygunluğun gösterilmesi için işçilerin çalışma alanlarını meslek gruplarını değiştirerek şoför alımı yapılmadığının gösterilmeye çalışıldığı, dosya üzerinde ve davalı işverenin işletme merkezinde yapılan yerinde inceleme neticesinde davalı işverenin yapmış olduğu feshin geçersiz olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de; raporda yer verilen tespitlerin somut olarak ortaya konulmadığı görülmekle denetime elverişli değildir. Raporda belirtilen davacıdan kıdemi daha az olan ve giriş çıkış yapılarak farklı pozisyonlarda gösterildiği halde şoför olarak çalıştırılmaya devam edilen işçiler ile davacı işçiden daha sonra işe girdikleri halde iş akitleri feshedilmeyen işçilerin isimleri, işe giriş-çıkış tarihleri, görevleri açıkça belirlenmelidir. Fesihte son çareye uyulup uyulmadığı, feshin tutarlı uygulanıp uygulanmadığının belirlenebilmesi için bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin ayrıntılı ve denetime elverişli olacak şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Bu eksiklik giderildikten sonra edinilecek kanaate göre hüküm kurulmalıdır.
Eksik incelemeyle yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/07/2018 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.