YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2431
KARAR NO : 2018/6569
KARAR TARİHİ : 13.03.2018
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı şirketin fabrikasında montaj işçisi olarak 06/09/2007 tarihinde işe başladığını, iş akdinin haksız olarak davalı işyerinde üretim sayılarının düşmesi neticesinde oluşan istihdam fazlası neticesinin bahane edilerek feshedildiği 06/10/2016 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından asılsız itham ve gerekçe gösterilerek feshedildiğini 06/10/2016 tarihli fesih bildirimi ile elden tebliğ edildiğini, davacının iş akdinin her ne kadar istihdam fazlası gerekçe gösterilerek feshedilmiş ise de, bakılan zaman diliminde gerek sözleşmeli, gerekse İŞKUR’dan gerekse de kadrolu işçi alımı yapıldığını, büyük hacimde ticari faaliyet gösteren davalı şirketin öncelikle bu duruma ne kadar süre ile dayanabileceği irdelenmeksizin fesih yoluna gittiğini, davalı işverence feshin son çare ilkesine uyulmadığını, ayrıca dava tarihi itibariyle işyerinde çalışan işçilerde fazla çalışmanın devam ettirildiğini beyan ederek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işveren firmada 06/09/2007 tarihinden, iş akdinin geçerli nedenle 06/10/2016 tarihinde feshedilene kadar çalıştığını, davacının iş akdinin fesih sebebinin işveren firmanın üretim sayılarının düşmesi, ekonomik sıkıntı ile birlikte fabrikada istihdam fazlasının meydana gelmesi olduğunu, davalı müvekkili şirketin davacının iş akdini İş Kanunu’nun 17 ve 18.maddeleri uyarınca şirketin pazar payının düşmesi, siparişlerin azalması ve buna bağlı ekonomik geçerli sebeplerle feshettiğini, davalı şirketin ekonomik güçlükler nedeniyle toplu işçi çıkarmaları yaptığını, 149 işçinin iş akdinin feshetmek zorunda kaldığını, davacının da bu işçilerden birisi olduğunu ve iş akdinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, fesihten sonraki tarihte yeni işçi alımının olduğu ancak davacıya öncelik tanınmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal süresi içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdem fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, hammadde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel şartlarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli (veya haklı) olduğunu ispatlayacaktır. Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri sebepleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında iş görme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının, 06/09/2007-06/10/2016 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde montaj işçisi olarak belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile çalıştığı anlaşılmıştır. Davacının iş sözleşmesi, 05.08.2016 tarihli yönetim kurulu tarafından alınan işletmesel karar ile üretim miktarlarındaki azalma ve bu azalma ile doğru orantılı olarak iş gücü ihtiyacının azalması, ihracat tablolarında düşüşlerin meydana gelmesi ve yaşanılan bu ekonomik güçlükler sebebi ile toplu işçi çıkarılma yoluna gidilmesi gerekçeleri ile geçerli sebeplerle feshedilmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu alınmamakla birlikte aynı mahkemde görülen emsal içerikli 2016/342 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi incelemesinin esas alındığı, iş bu raporda ise; işten çıkartılma öncesinde başlamak üzere üretimde mevsimsel düşüşlerin olduğu, geçmiş yıllara kıyasen son bir iki yılda da rastlanmayan düzeyde sipariş düşüşü ve beraberinde üretim azalmalarının yaşandığı, davacının çalışmış olduğu Buzdolabı Mekanik İmalat (DIR) bölümünde 3 vardiya sistemine devam edildiği, çalışanlara ücretli ve ücretsiz izin teklif edilmediği, davacının işten ayrılmasından sonra çalıştığı bölüme yeni işçi alınmadığı, başka departmanda çalışma teklifinde bulunulmadığı, fazla mesailerin feshin olduğu ve izleyen aylarda artarak devam etmiş olduğu davacının iş akdinin feshin son çare olması ilkesine aykırı biçimde feshedilmiş olduğu kanaatini içermektedir.
Mahkemece emsal dosya için alınan bilirkişi raporu esas alınarak fesihten sonraki tarihte yeni işçi alımının olduğu ancak davacıya öncelik tanınmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemeside işletmesel kararın tutarlı bir şekilde uygulanmadığı ve feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı gerekeçesi ile davalının istinaf taleplerinin reddine karar vermiştir.
Dosya kapsamında bulunan deliller ve teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ek raporların içeriklerine göre; davalı feshinin geçerli olduğuna dair iddiası ile ilgili somut ve objektif delillerinin birbirleri ile çelişkili nitelikte olduğu, bir yandan sipariş azalması, üretim düşüklüğü yaşandığı gerekçesi ile istihdam azaltımına gidildiği diğer yandan yeni işçi alımı yapıldığı, yine üretim düşüşü savunmasına karşın mevsimsel dönemlere ücretsiz izin kullanan çalışan sayısnın düşük oluşu, fazla çalışma sürelerinde, her ne kadar ksmi tespit yapılmış ise de ay bazında artışlar yaşandığı görülmüştür. Bu kapsamda yazılı çelişkilerin giderilmesi adına yeterince araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle ekonomik sebepler araştırılarak, alınan işletmesel kararlarla istihdam fazlalılığının meydana gelip gelmediği, mevcut olan üretim düşüşünün süreklilik arzedip etmediği, mevsimsel nitelikte olup olmadığı konusunda her ay için ayrı bir değerlendirme yapılması, mevcut çalışan sayısının işletmedeki ihtiyacı karşılayıp karşılamdığı, karşılıyorsa mevcut üretim kapasitesine göre ne kadar istihdam fazlalığı oluşturduğu, yine fazla mesai sürelerinin artışları ile ücretsiz izin kullanımının azalmasının üretim miktarına nasıl yansıdığınının gerekirse keşif yapmak suretiyle yeniden somut bir şekilde aydınlatılması gerekmektedir. Belirtilen hususlar açıklığa kavuşturulmadan mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/03/2018 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.