Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/16917 E. 2019/1546 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16917
KARAR NO : 2019/1546
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan … Petrolleri … Ortaklığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde 21.06.2011-01.11.2013 tarihleri arasında temizlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım alacaklarının davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Savunmalarının Özeti:
Davalı … vekili; müvekkili olan kurumun, İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde tarif edildiği şekilde asıl işveren sıfatı olmadığını ve kendisine herhangi bir sorumluluk yükletilemeyeceğini, davacının tüm özlük haklarından diğer davalı şirketin sorumlu olduğunu ayrıca taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı…Ltd. Şti. vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili ile davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekili ile davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ve genel tatil ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece gerek tanık beyanları gerekse de davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeden imzalamış olduğu personel haftalık nöbet çizelgelerine göre ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücretine hak kazanmadığı, fazla çalışma alacağı yönünden ise yazılı belge olmadığından tanık beyanlarına itibar edildiği gerekçesiyle, davacının haftanın iki günü 08:00-20:00 saatleri arası 12 saat, dört günü 08:00-17:00 saatleri arası 9 saat ve hafta sonu 1 gün 08:00-16:00 saatleri arası 8 saat çalışarak haftalık 15 saat fazla çalıştığı sonucuna varılmıştır. Ancak, dosya kapsamında bulunan ve davacının imzasını taşıyan haftalık nöbet çizelgeleri ile puantaj kayıtlarının hatalı olarak değerlendirildiği ve davacının tüm çalışma dönemi yönünden tanık beyanları doğrultusunda sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle, davacının imzasını taşıyan ve günlük işe giriş ve çıkış saatlerini taşıyan haftalık nöbet çizelgeleri ile puantaj kayıtları birlikte değerlendirilmek suretiyle, yazılı kayıt bulunan dönem yönünden sadece bu kayıtlar doğrultusunda değerlendirme yapılarak davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı belirlenmeli; yazılı bir kayıt bulunmayan dönemler yönünden ise tanık anlatımlarına göre sonuca gidilebileceği dikkate alınmalıdır. Davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında tanık anlatımlarına göre bir değerlendirme yapıldığı takdirde, tanıkların davacının çalışma düzenini bilebilecek kişiler olup olmadığı özenle araştırılmalıdır. Dosya kapsamından davacı tanıklarının hangi tarihler arasında davalı işyerinde çalıştıkları anlaşılamamaktadır. Davacı tanıklarının davalı işyerindeki çalışma süreleri tespit edilerek, davacı ile beraber çalıştıkları ve yazılı kayıt olmayan dönem için tanık anlatımları doğrultusunda hesaplama yapılmalı ve buna göre tespit edilen alacaklar hüküm altına alınmalıdır. Tanık anlatımına göre hüküm altına alınan alacaklar yönünden uygun bir indirim yapılması gerektiği de göz ardı edilmemelidir. Mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmayıp kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre ise, hafta tatili ücreti talebi reddedildiği halde, davacının haftada 7 gün çalıştığı benimsenerek fazla çalışma ücreti hesaplanması hatalı olmuştur. Ayrıca davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretini tek bir alacak şeklinde talep etmesi hatalı olup, davacıya talebini somutlaştırması konusunda süre verilmeden bu alacaklar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması da ayrı bir hatalı yöndür.
Bu noktada, söz konusu alacak kalemleri bakımından yukarıdaki değerlendirmenin sadece, hükmü temyiz eden davacı ile davalı … yönünden yapılması gerektiğine, diğer davalı şirketin de alacaklardan sorumlu tutulmasına rağmen hükmü temyiz etmediğinden önceki kararın ilgili şirket yönünden kesinleştiği hususuna yeni hüküm kurulurken dikkat edilmelidir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı noktasındadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalılara ait işyerinde 01.11.2011 başlangıç ve 31.10.2013 bitiş tarihli iş belirli süreli iş sözleşmesine göre temizlik işinde çalıştığı, iş sözleşmesinin sürenin bitimi ile sona erdiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine göre taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektirecek bir objektif neden bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla iş sözleşmesinin belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğunun kabulü gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme yapılarak belirli süre olduğunun kabulü yerinde değildir. Dosya kapsamına göre belirsiz süreli iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği ve feshin haklı bir sebebe dayandığının davalı işverence ispat edilemediği göz önüne alındığında, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulü gerektiği açıktır. Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde aksi yönde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.