Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/16752 E. 2019/951 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16752
KARAR NO : 2019/951
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde aktarma tır şoförü olarak çalıştığını, çalışma süresi içerisinde normal mesaisinin dışında fazla çalışma yapmış olmasına rağmen karşılığın tam olarak ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili bulunduğu şirketin, davacının şoför olarak çalıştığı da düşünülürse tabi olduğu günlük çalışma süresinin 9 saati geçemeyeceğini, çalışmaların yönetmeliğe göre düzenlendiğini, fazla mesaiye kaldığı zamanlarda da ücretinin ödendiğini, taleplerin haksız kazanç sağlama amacına yönelik olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının davalı şirket nezdinde fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, fazla mesai alacağı yönünden, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çalışma dönemi tanık beyanlarına göre 3 ayrı gruba ayrılmış; 01.07.2009 tarihinden Mart/2013 ayına kadar olan 1. dönem için günde 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esasına göre çalışıldığı, 01.03.2013 tarihinden 31.12.2013 tarihine kadarki dönem için ise günde 12 saat çalışma 12 saat dinlenme şeklinde çalışıldığı, 31.12.2013 tarihinden sonra ise vardiyalı çalışma sistemine geçildiğinden bu dönem için hesaplama yapılmadığı değerlendirilmiştir.
Buna göre 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esasına göre belirlenen 1. dönemde, 1 hafta 3 gün 1 hafta 4 gün çalışma yapılabileceğinden haftanın 3 gün çalışılan günlerinde 9 saat, haftanın 4 gün çalışılan günlerinde 12 saat fazla mesai yaptığının kabulü isabetlidir. Ancak raporun devamında 12+9=21/2=11,5 şeklindeki haftalık fazla mesai hesabı, 21/2=10,5 olması nedeniyle doğru olmamıştır. Haftalık fazla mesai hesabında 10,5 saatin esas alınarak bunun üzerinden hesaplama yapılması gerekirken 11,5 saat üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Anılan bilirkişi raporunda Haziran 2011-Şubat 2013 dönemi için tüm ücret bordrolarında, davacının ihtirazı kaydı bulunduğu gerekçesi ile bu dönem için bordroda tahakkuku bulunan fazla mesai alacağı dışlanarak fark fazla mesai alacağı hesabı yapılmış ise de bir kısım ücret bordolarında örneğin 2011 yılı Temmuz, 2011 yılı Ekim aylarında ihtirazi kayıt bulunmasına rağmen mahsup yapılması da hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir. Davacının ihtirazi kaydının bulunduğu aylar tek tek tespit edilmeli, ihtirazi kayıtsız imzalanan ücret bordrosunda yer alan fazla mesai miktarının üzerinde ayrıca talepte bulunamayacağı hususları titizlikle değerlendirilmelidir. Mahkemece yukarıda yazılı hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.