Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/16504 E. 2019/1548 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16504
KARAR NO : 2019/1548
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

MAHKEMESİ : 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinde, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı açıkça öngörülmüştür.
Kanun’un madde gerekçesinde, “Madde ile, iş mahkemelerince verilip temyiz edilemeyen, bir başka ifadeyle Bölge Adliye Mahkemelerinde kesinleşen kararlar düzenlenmektedir. Bu kapsamda 4857 sayılı İş Kanununun 20 nci maddesinde düzenlenen fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları ve işveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya işyeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalar sayılmaktadır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununda düzenlenen ve maddede belirtilen davaların, işin niteliği de dikkate alınarak istinaf kanun yolunda kesinleşmesi kabul edilmektedir.
Düzenleme ile, 6100 sayılı Kanundaki genel düzenleme yanında, iş hukukunun temel prensipleri dikkate alınarak daha kısa sürede kesinleşmesinde yarar umulan dava türlerinin de Bölge Adliye Mahkemelerinde kesinleşmesi öngörülmekte ve bu şekilde bir yandan da Yargıtayın iş yükünün hafifletilmesi amaçlanmaktadır ” şeklinde açıklamaya yer verilmiştir.
Söz konusu düzenlemede feshin haklı veya geçerli nedene dayanması, sendikal nedenin bulunması yönlerinden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin fesih bildirimine itiraz (işe iade) davaları bakımından temyiz yolu öngörülmemiştir.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Sendikal Özgürlüğün Güvencesi” başlıklı 25. maddesinde düzenlenmiş olup, tazminat miktarı “işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere” şeklinde belirlenmiştir. Fesih bildirimine itiraz edilmeksizin sadece sendikal tazminat talepli olarak açılan bir davada, kabul veya reddedilen miktara göre temyiz yolunun değerlendirileceği açıktır.
Diğer taraftan aynı Kanunun 25. maddesinin 5. fıkrasında ise, “Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, 4857 sayılı Kanunun … 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez” şeklinde düzenleme mevcut olup, sendikal neden iddiasına dayalı olarak fesih bildirimine itiraz davasının açılabileceği öngörülmüştür. Böylece Kanunda doğrudan atıf yapılmak suretiyle, davanın türünün 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen “fesih bildirimine itiraz” davası olduğu kabul edilmiştir.
Sendikal nedene dayanan fesih bildirimine itiraz davaları için ise İş Kanunu’nun 20. maddesinde, 6356 sayılı Kanun’un 25. maddesinde ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. Maddesinde ayrı bir kanun yolu öngörülmemiş, bu kararlara karşı sadece istinaf kanun yolu öngörülmüştür.
Aksine bir değerlendirme yapılarak, sendikal neden iddiasına dayalı fesih bildirimine itiraz davalarında temyiz yolunun açık olduğu kabul edildiğinde, davanın usul veya esastan reddi yahut davanın kabulüne rağmen sendikal nedenin reddi hallerinde de istinaf kararlarının kesin olmadığı sonucuna varılabilecektır. Yine davanın ve sendikal nedenin kabulü hallerinde miktar itibarıyla kesinlik sınırına göre temyiz yolunun açık olduğu değerlendirilecektir. Bu durum yasa koyucunun “kararların daha kısa sürede kesinleşmesi” ile “Yargıtay’ın iş yükünün azaltılması” yönündeki amacı ile bağlaşmadığı gibi 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/1-a maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin son fıkrasına açıkça aykırılık oluşturur.
Açıklanan nedenlerle sendikal nedene dayanılmış olsa da, fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararların temyiz yoluna tabi olmadığı sonucuna varılmıştır.
25.10.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/1-a maddesi gereğince 4857 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamaz. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi fesih bildirimine itiraz davasında sendikal nedene dayanılmış olması bu sonucu değiştirmez. 7036 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında da İlk Derece Mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararların karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabi olduğu hususu düzenlenmiştir. Belirtilen düzenlemeler uyarınca İlk Derece Mahkemelerinden 25.10.2017 tarihinden sonra verilen işe iade davalarındaki kararlar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesindir, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.
Dosya içeriğine göre, işe iade talepli somut davada İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi 25.10.2017 tarihinden sonra olduğundan; davalı tarafın temyiz isteminin 7036 sayılı Kanun’un 8/1-a maddesi ve geçici 1. maddesinin 4. fıkrası gereğince REDDİNE, peşin alınan karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.01.2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.