Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/16369 E. 2019/1870 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16369
KARAR NO : 2019/1870
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ : 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalının taşeronu olarak çalışan işyerinde çalışmaya başladığını, 2014 yılında özelleştirilene kadar … Termik Santralinde çalışmaya devam ettiğini, davacının iş akdinin 12/01/2015 tarihinde haksız ve sebep bildirilmeden feshedilmiş olduğunu, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının karşılığının verilmediğini, davacıya iş akdinin feshedilmesi sonrası ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, fakat sonrasında bu ödemelerin işveren tarafından davacıdan geri alındığını, bununla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturmanın devam ettiğini, davalı … ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, bu sebeple davacının en başından bu tarafa davalı işyerinin asıl işçisi olduğunu öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili, kendilerinin ihale makamı olduğunu, işin anahtar teslim olarak alt işverenlere devredildiğini, müvekkilin işveren sıfatı bulunmadığını ve alacaklardan sorumlu tutulamacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını, görev ve yetki yönünden de itirazlarının olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı …’a karşı açılan bazı davalarda ve işbu davada muvazaa iddiası ileri sürülmüş ise de; davalı asıl işveren …’ın 4628 sayılı Yasanın 15. maddesindeki imtiyazdan yararlandığı, ilgili yasanın yürürlükten kaldırıldığı tarihten sonraki dönem için ise Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 48. maddesi uyarınca asıl işin tamamı ya da bir kısmının herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmaksızın alt işverene verilebileceği, dosya kapsamına göre taşeronların maddi ve ekonomik bağımsızlığı olan ayrı bir işletme oldukları, sözleşmenin işçi temini niteliğinde olmadığı, diğer muvazaa kriterlerinden hiçbirinin de somut olayda gerçekleşmemiş olduğu, taraflar arasında iş sözleşmesinden kaynaklı muvazaalı bir ilişkinin bulunmadığı, aksine usulüne uygun olarak oluşmuş asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacının diğer alacak talepleri yerinde bulunmamakla birlikte fazla çalışma alacağı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının işe başladığı tarihten itibaren muvazaalı şekilde çalıştırıldığı, çalışmasının muvazaalı olduğu dikkate alındığında işyerinde uygulanan taban ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre fazla çalışmanın hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Muvazaa konusunda tespit hükmü kurulması gerekip gerekmediği konusu uyuşmazlık noktasıdır.
İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafça muvazaa iddiasının ispatlanamadığı kabulüyle hüküm kurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince muvazaa kabul edilerek tespit hükmü kurulmuş ise de, dava dilekçesinde davacının en başından itibaren davalının işçisi olduğu öne sürülerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının talep edilmiş olduğu, netice olarak açılan davanın bir eda davası olduğu ve eda davasına konu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin işyeri devri nedeniyle, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin ise ispat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olduğu görülmektedir.
Dolayısıyla davacının talep ettiği alacak kalemlerinin tümünün reddine karar verilmiş olup, bu aşamada muvazaanın varlığı ya da yokluğunun tartışılması sonuca etkili değildir. Dava tarihi itibariyle davalı ile davacının kayden çalıştığı dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren -alt işveren ilişkisinin de son bulduğu dikkate alındığında muvazaa konusunda ayrı bir tespit hükmü kurulmasında hukuki bir yarar da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle gerek muvazaanın ispatlanamadığını kabul eden İlk Derece Mahkemesi kararında gerekse muvazaanın varlığı konusunda hüküm kuran Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Bu aşamada muvazaa iddiasına dayalı inceleme yapılmasının sonuca etkili olmayacağı da gerekçede belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararlarının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24/01/2019 tarihinde oybirliğiyle olarak verildi.