YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16151
KARAR NO : 2019/356
KARAR TARİHİ : 09.01.2019
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı …. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların cevabının özeti:
Davalı … A.Ş., davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı … A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı … A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında hizmet süresi noktasında uyuşmazlık olup, Mahkemece, davacının 24.10.2003-01.09.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde kesintisiz çalıştığı kabul edilmiştir.
Davacının kabul edilen hizmet süresi içerisinde davalı … İnş. ve Elekt. Tah. San. ve Tic. Ltd. Şti. dışında da çalışmaların geçtiği işverenlerin olduğu, davalı ….’nin bu işverenlerden S.S. … ve S.S. … Toplu İş … Koop. isimli işverenler ile herhangi bir hizmet alım sözleşmesi yapmadığı itirazı karşısında, sözü edilen işverenler ile davalılar arasındaki ilişki tespit edilmelidir. Bu işverenler ile davalılar arasında bağ olduğu tespit edildiği takdirde işçilik alacaklarına esas alınan hizmet süresi şimdiki gibi kabul edilmeli, aksi takdirde ise dava dışı bu işverenlerde geçen süre, hizmet süresinde dikkate alınmamalıdır.
3-Taraflar arasında, davalılar işyerinde fazla çalışma olup olmadığı ve hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; dosya içeriği, tanık beyanları ve Dairemizce daha önce incelemesi yapılan dosyalarda alınan bilirkişi raporlarına göre saha işçilerinin de haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Aynı tanıkların aynı beyanlarına dayanılmış olmasına rağmen farklı fazla çalışma ücretinin hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.