Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/15820 E. 2018/26091 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15820
KARAR NO : 2018/26091
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek, sendikalar arası yetki çatışması sebebi ile 01.03.2009 başlangıç tarihli olması gereken toplu iş sözleşmesinin zamanında imzalanmadığını, ilgili döneme ait toplu iş sözleşmesinin 04.06.2012 tarihinde imza altına alındığını, ancak arada geçen sürede toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve ikramiye ile tüm yan ödemelere ve sosyal haklara ilişkin farkın ödenmediğini beyanla, söz konusu alacakların tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, ayrıca talep edilen alacakların toplu iş sözleşmesinden doğmadığını ve husumet yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulaması bulunması ve davacının bu sözleşmeden yararlanması nedeni ile davalı tarafın husumet itirazının yerinde olmadığı, davacının taleplerinin ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret ve sosyal yardım alacaklarına yönelik olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.02.2018 tarihli ilamı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve usulden reddi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dairemiz 12.02.2018 tarihli bozma ilamında uyuşmazlık konusu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar bakımından; alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri belirtilerek hukuki yarar yokluğundan davanın usûlden reddi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesinin hatalı olduğu açıklanmıştır. Bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak yapılan incelemede davacının asıl dava dosyasında talep ettiği ilave tediye alacağını tam eda davası olarak açtığı anlaşılmış ve bozma ilamında Toplu İş Sözleşmesine bağlı alacakların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, belirsiz alacak davası olarak açılmayan ve Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacak mahiyetinde olmayan ilave tediye alacağının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi hatalıdır.
Öte taraftan, birleşen dava konusu alacaklar da belirsiz alacak davası olarak açılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih ve 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, Yargıtay’ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK 17.01 2007 gün ve 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün ve 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957 /13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz. Bozma ilamında birleşen dava yönünden alacakların kısmi dava olarak açıldığının maddi hataya dayalı olarak açıkça belirtilmediği anlaşılmaktadır. Belirtilen sebeplerle, birleşen dava yönünden hukuki yarar yokluğundan ret kararı verilmesi hatalıdır.
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2.maddesinde davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlenmiştir.
Kabule göre Mahkemece; davanın usulden reddine karar verilmesine rağmen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesine göre davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.