YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15476
KARAR NO : 2018/27114
KARAR TARİHİ : 13.12.2018
DAVA TÜRÜ : OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUN İPTALİ, KESİN İHRAÇ KARARININ İPTALİ
MAHKEMESİ : … 21. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … Sendikası vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Asıl davada davacı vekili özetle, müvekkilinin 30.11.2002 tarihinde davalı sendikanın … 1 nolu şubesine profesyonel başkan yardımcısı seçildiğini, 09.09.2006 tarihinde ise ilk kez 1 nolu şubeye başkan seçildiğini, davalı sendika genel merkezinin müvekkili şube başkanı gibi kendisine muhalif olduğunu düşündüğü diğer şubelerle ilgili de geçmiş dönemlerde hukuka aykırı birçok işlem yaptığını, hukuka aykırı işlemlerin mahkeme kararları ile iptal edildiğini ve kararların Yargıtay tarafından onandığını, … 1 nolu şubenin 09.02.2014 tarihli olağan genel kurulunda müvekkilinin yeniden şube başkanı seçildiğini, … isimli bir kişinin 1 ve 6 nolu şubelere başvurarak davalı sendika genel merkezine ulaşamadığını belirterek bir takım iddialarda bulunduğunu, ileri sürülen iddialar konusunda 1 ve 6 nolu şube olarak sendika genel merkezine yazı yazıldığını ve 03.10.2016 tarihli yazı ile de sendika genel denetleme kurulunun iddiaları araştırmasının talep edildiğini, sendika yönetim kurulu tarafından … 1 ve 6 nolu şubeler tarafından yazılan yazıların gözardı edildiğini, arkasından da sendika başkanlar kurulunun 18.10.2016 tarihinde gündemsiz olarak toplanacağının müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin de bu toplantıya katılmak üzere çağrıldığını, müvekkili ve diğer davacıların toplantıya katılmak üzere …’ya geldiğini, sendika genel merkez binasının önünde toplantı yapılmadan ve binaya girilmeden önce 18.10.2016 günü sendika çalışanları ve yetkilileri tarafından saldırıya uğradıklarını, soruşturmanın halen sürdüğünü, bu olaydan sonra 19.10.2016 tarihli yazı ile müvekkilinden savunma istenildiğini, bu olayların yaşanması sonrasında ise sendika genel başkanlığının 03.12.2016 tarih ve 16 sayılı disiplin kurulu kararı ile müvekkilinin geçici olarak ihraç edilmesine karar verdiğini, geçici ihraç kararının sonrasında da 25.12.2016 tarihinde olağanüstü genel kurul icrasına karar verildiğini, gündemin 5. maddesinin müvekkilinin ihraç kararının görüşülmesi ve kesin ihraç edilip edilmeyeceğinin oylanması olduğunu, gündemin 9, 10 ve 11. maddelerinin de şube kapatma, şubelere bağlı işyerlerinin başka şubelere bağlanması ve şube birleştirme konusunda genel yönetim kuruluna yetki verilmesi olduğunu, delege sıfatının bir sonraki olağan genel kurula kadar devam edeceği kuralının görmezden gelinip ihlal edildiğini, müvekkilinin şube başkanı olması nedeniyle doğal delegelik sıfatının, sendikacılık yapmak şeklindeki Anayasal ve yasal faaliyetinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, gündemin 4-11. maddelerinde yer alan konuların davacı ve arkadaşlarını sendikadan tasfiye etmeye yönelik olduğunu, bu olmaz ise davacı ve arkadaşlarının görev yaptıkları şubelerin kapatılması yönünde genel yönetim kuruluna yetki verilmesi olduğunu, T.C. Anayasası, Türk Medeni Kanunu ve 6356 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin çiğnendiğini, davalı sendikanın … şube, … 1 ve 6 nolu şubeler ile … çevre belediyeler şubesi ve … şubesinin hukuka aykırı bir şekilde seçilmiş yöneticilerini tasfiye etmeye çalıştığını, olağanüstü genel kurulun yapılması için uyulması gereken kurallara da uyulmadığını, toplantı gündeminin usule uygun olarak ilan edilmediğini, gerekli tebligatların yapılmadığını, kanunda öngörülen sürelere uyulmadığını, yapılan olağanüstü genel kurulda gizli oy açık sayım esaslarına da uyulmadığını ve açık oylama yapıldığını ileri sürerek 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda müvekkili …’un kesin ihracına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiş, yargılamanın devamı esnasında ise ıslah suretiyle ayrıca 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların da iptalini talep etmiştir.
Asıl dava ile birleşen … 36. İş Mahkemesinin 2016/1616-2017/258 E.K. sayılı dosyasında ise davacı vekili, 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda müvekkili …’ın kesin ihracına ilişkin kararın iptaline ve ayrıca 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların da iptalini talep etmiştir.
Asıl dava ile birleşen … 32. İş Mahkemesinin 2017/49-2017/630 E.K. sayılı dosyasında ise davacı vekili, 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda müvekkili …’in kesin ihracına ilişkin kararın iptaline ve ayrıca 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların da iptalini talep etmiştir.
Asıl dava ile birleşen … 18. İş Mahkemesinin 2017/42-2017/30 E.K. sayılı dosyasında ise davacı vekili, 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda müvekkili …’ün kesin ihracına ilişkin kararın iptaline ve ayrıca 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların da iptalini talep etmiştir.
Asıl dava ile birleşen … 6. İş Mahkemesinin 2017/34-2017/55 E.K. sayılı dosyasında ise davacı vekili, 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda müvekkili …’in kesin ihracına ilişkin kararın iptaline ve ayrıca 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların da iptalini talep etmiştir.
B)DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … Sendikası vekili, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)İSTİNAF BAŞVURUSU:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı … Sendikası vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
E)BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F)TEMYİZ:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı … Sendikası vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
G)GEREKÇE:
I-Dosya kapsamı:
Somut uyuşmazlıkta, davacılardan … … çevre belediyeler şube başkanı olarak görev yapmakta iken 30.09.2016 tarih ve 10 sayılı disiplin kurulu kararı ile yapılacak ilk genel kurula kadar görevinden geçici olarak ihraç edilmiştir.
Davacılardan … … 1 nolu şube başkanı iken, … … 6 nolu şube başkanı iken, … … 6 nolu şube sekreteri iken ve … ise … 1 nolu şube başkan yardımcısı olarak görev yapmakta iken 03.12.2016 tarih ve 16, 17, 18 ve 19 sayılı disiplin kurulu kararları ile yapılacak ilk genel kurula kadar görevlerinden geçici olarak ihraç edilmişlerdir.
Daha sonra sendika genel merkezi tarafından dava konusu 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplanmıştır. Söz konusu genel kurulda gündemin 4, 5, 6, 7 ve 8. maddeleri yukarıda belirtilen geçici ihraç kararlarının oylanması ve beş davacının görevlerinden ihracına ilişkindir. Yapılan oylama sonucunda beş davacının da oybirliği ile seçilmiş şube yöneticiliği görevlerinden kesin olarak ihraç edilmelerine karar verilmiştir.
Diğer taraftan genel kurul gündeminin 9. maddesi “Sendika Ana Tüzüğü ve Bütçe Hükümlerine göre kapatılabilecek şubelerin belirlenmesi ve belirlenen şubelerin uygun görülen zamanda kapatılması konusunda Genel Yönetim Kuruluna yetki verilmesinin görüşülmesi ve oylanması”; 10. maddesi “Genel Yönetim Kuruluna yetki verilmesi halinde; kapatılacak şubelere bağlı işyerlerinin başka şubelere bağlanması konusunda Genel Yönetim Kuruluna yetki verilmesinin görüşülmesi ve oylanması”; 11. maddesi ise “Sendika Ana Tüzüğü ve Bütçe Hükümlerine göre birleştirilebilecek şubelerin belirlenmesi ve belirlenen şubelerin uygun görülen zamanda birleştirilmesi ve birleşmeyle ilgili işlemlerin yapılması konusunda Genel Yönetim Kuruluna yetki verilmesinin görüşülmesi ve oylanması” şeklindedir.
Olağanüstü genel kurulda yapılan oylama ile gündemin 9, 10 ve 11. maddeleri de oybirliği ile kabul edilmiştir.
Davacılar ayrı ayrı açmış oldukları davalar ile seçilmiş görevlerinden kesin olarak ihraç edilmelerine dair genel kurul kararları ile 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince olağanüstü genel kurul çağrısının kanun ve tüzük hükümlerine uygun yapılmaması, genel kurulun yargı gözetiminde yapılmaması, oylamada gizli oy/açık sayım ilkesine uyulmaması sebepleriyle olağanüstü genel kurulun şekli hükümlere aykırı icra edildiği ve ayrıca disiplin cezalarının içerik olarak da hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle olağanüstü genel kurulda alınan tüm kararların iptaline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de benzer gerekçelerle istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Dosya kapsamı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi ve temyiz itirazlarının niteliği gözetildiğinde, üç başlık halinde değerlendirme yapılması gerekmektedir.
II-Olağanüstü Genel Kurulun Usûl Açısından Değerlendirilmesi
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde sendikalar “İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Anayasanın 51. maddesi de aynı doğrultudadır. Aynı maddenin son fıkrasında sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
6356 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, genel kurulun, sendika ve şubelerin zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, aynı Kanun’un 11. maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre, sendika organlarının seçilmi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendikanın yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (Şahlanan, Fevzi: Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, …, 1980, s.119).
Genel kurul sendikaların iradesini yansıtan nihai karar organıdır. Genel kurullar bakımından asıl olan ise olağan genel kuruldur. Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli şekilde yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur.
6356 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 4. fıkrasına göre de “Olağanüstü genel kurul, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördüğü hâllerde ya da genel kurul üye veya delegelerinin beşte birinin yazılı isteği üzerine altmış gün içinde yazılı istekteki konuları öncelikle görüşmek üzere toplanır.”
Olağanüstü genel kurul, ancak genel kurulun olağanüstü toplanmasını gerektirir nitelikte objektif ve ciddi sebeplerin bulunması halinde söz konusu olan istisnai nitelikteki genel kuruldur. Bu husus 6356 sayılı Kanun’un 12. maddesinin gerekçesinde “Uygulamada seçimi kaybeden grubun beşte bir delege imzasını toplayıp hiçbir gerekçe göstermeden olağanüstü genel kurul talebinde bulunması her zaman karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle üye ve delegeler tarafından yapılacak olağanüstü genel kurul isteklerinin “iyi niyet kuralına” uygun haklı veya geçerli bir sebebe dayandırılması veya olağanüstü genel kurul isteminin olağan genel kurul ile çözülemeyecek bir sorunu çözmeye yönelik olması aranmıştır” şeklinde ifade edilmiştir.
Öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından genel kurulun yargı gözetimi altında yapılmadığı ve genel kurulda gizli oy/açık sayım ilkesine uyulmadığı gerekçelerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
6356 sayılı Kanun’un 14. maddesinin 1. fıkrasına göre “Genel kurulda yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruluna üye seçimi ile delege seçimi, yargı gözetimi altında serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır.”
Belirtilen hükümden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere, genel kurulda zorunlu organlara üye seçimi yapılması durumunda, seçim yargı gözetimi altında gerçekleştirilecek ve gizli oy/açık sayım ilkesine uyulacaktır. Maddede belirtilen durum, yapılacak seçimin ilgili seçim kurulu başkanlığının gözetiminde gerçekleştirilmesine ilişkindir. Bunun haricinde başkaca gündem maddeleri ile genel kurulun toplanması durumunda ilgili seçim kurulu başkanlığının bir görevi bulunmamaktadır. Kaldı ki, seçim dışı gündemle toplanması durumunda da, alınan kararlara karşı taraflarca yargı yoluna başvurmak her zaman olanaklıdır.
Somut uyuşmazlıkta dava konusu genel kurul yukarıda ayrıntıları belirtildiği üzere seçim dışı gündemle toplanmıştır. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesinin yargı gözetimi altında yapılmadığı gerekçesiyle genel kurulun hukuka aykırı olduğu yönündeki tespiti isabetsizdir.
Diğer taraftan, yukarıda belirtildiği üzere gizli oy/açık sayım ilkesi de yapılacak zorunlu organ seçimlerinde uygulanması gereken bir ilkedir. Ayrıca divan tutanağına göre 27 imzalı önerge ile oylamaların açık şekilde yapılması teklif edilmiş ve önerge oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesinin, gizli oy/açık sayım ilkesinin uygulanmadığı gerekçesiyle genel kurulun hukuka aykırı olduğu yönündeki tespiti de isabetsizdir.
Bu kısımda son olarak genel kurul çağrılarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususuna değinmek gerekmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtilen 6356 sayılı Kanun’un 12/3. maddesi ile sendika tüzüğünün 13/c maddesi “İki genel kurul toplantısı arasındaki döneme ait faaliyet ve hesap raporu, yeminli mali müşavir raporu, denetleme kurulu raporu ve gelecek döneme ait bütçe teklifi toplantı tarihinden on beş gün önce genel kurula katılacaklara gönderilir” şeklindedir. Yine gerekçede ifade edilen 6356 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi ise “Seçim yapılacak genel kurul toplantılarından en az on beş gün önce genel kurula katılacak üye veya delegeleri belirleyen listeler, toplantının gündemi, yeri, günü, saati ve çoğunluk olmadığı takdirde yapılacak ikinci toplantıya ilişkin hususları belirten bir yazı ile birlikte yetkili seçim kurulu başkanlığına verilir.” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta, iptali talep edilen olağanüstü genel kurul sadece yukarıda belirtilen sınırlı gündemle toplandığından, 6356 sayılı Kanun’un 12/3. ve 14/2. maddeleri ile tüzüğün 13/c maddesinin somut olayda uygulanması olanaklı değildir. Bununla birlikte, sendika genel merkezi tarafından toplantı daveti delegelerin toplantıya katılabileceği makul sürede de ilgililere tebliğ edilmiştir.
Bütün bu açıklamalar karşısında, 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurul usûl hükümlerine uygun gerçekleştirildiğinden, toplantının tamamen hukuka aykırı olduğu gerekçesi isabetsizdir. Bu itibarla her bir genel kurul kararının hukuka uygun olup olmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
III-İhraç Kararlarının Değerlendirilmesi
87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunmasına İlişkin Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi’nin 3. maddesinin 1. fıkrasına göre “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.”
Sendikanın idaresi işlevini üstlenen yönetim kurulu, sendikanın demokratik işleyişi içinde önemli bir role sahiptir. Bu anlamda, yönetim kurulunun, demokratik esaslar doğrultusunda teşekkül etmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Diğer taraftan sendikanın zorunlu organlarından olan denetleme kurulu ve disiplin kurulu açısından da aynı durum geçerlidir. Nitekim demokratik işleyiş için, etkin denetim ve yaptırım mekanizması vazgeçilmez niteliktedir.
6356 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre de, sendika organlarının seçimine ilişkin görev ve yetki, genel kurula aittir. 6356 sayılı Kanun’un 14. maddesine göre ise, yönetim, denetim ve disiplin kurulu organlarının üyeleri “yargı gözetimi altında serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre” yapılacak seçimler sonucunda belirlenecektir. Öte yandan ilke olarak, demokratik hukuk devletinde yönetime gelmede ve yönetimden ayrılmada tek yol da seçimlerdir.
Bu açıklamalara göre, sendika üyelerinin temsilcilerini yahut bir başka ifadeyle kendi kuruluşları olan sendikanın idaresi ile görevli yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyelerini serbestçe seçme hakkı, sendikaların demokratik işleyişi için zorunlu bir unsurdur. Bu hak, gerek genel merkez zorunlu organları açısından, gerekse şube zorunlu organları açısından geçerlidir.
Seçimle göreve gelen yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyelerinin bu görevleri, seçim dışında çeşitli şekillerde son bulabilir. İlk olarak 6356 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 5. fıkrası gereğince, aynı kanunun 6. maddesinde sayılan suçlardan biri ile mahkûm olmaları hâlinde zorunlu organ üyeliği kendiliğinden sona erer. Zorunlu organ üyeliği ikinci olarak, ilgilinin sendika üyeliğinden çıkarılması kararının kesinleşmesi ile yine kendiliğinden son bulur. Zorunlu organ üyeliği üçüncü olarak ölüm, istifa, milletvekili veya belediye başkanı seçilme gibi nedenlerle de son bulabilir.
Bu bağlamda ifade etmek gerekir ki, sendikanın genel merkez ve şube zorunlu organları üyeliğine seçilenlerin, verilecek disiplin cezası ile bu görevlerinden kesin olarak ihraç edilmeleri, gerek sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağına ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51. maddesine ve gerekse temsilcilerin serbestçe seçilmesi gerektiğini öngören 87 sayılı ILO Sözleşmesinin 3. maddesine aykırılık teşkil eder.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, seçilmiş şube yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan asıl ve birleşen dosya davacılarının, 25.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda şube yöneticiliği görevlerinden kesin olarak ihraç edilmelerine ilişkin genel kurul kararlarının hukuka aykırı olduğu açıktır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince söz konusu kararların iptaline karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu yönden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi sonucu itibariyle isabetlidir.
IV-Şubelerle İlgili Yetki Devrine İlişkin Kararların Değerlendirilmesi
6356 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre, sendika tüzüklerinde “Şube veya bölge şubelerinin nasıl kurulacağı, birleştirileceği veya kapatılacağı, görev ve yetkileri, genel kurullarının toplantılarına ve kararlarına ilişkin usul ve esaslar ile sendika genel kurulunda şube ve bölge şubelerinin nasıl temsil edileceği” hususlarının yer alması gerekmektedir.
6356 sayılı Kanun’un 11. maddesinde de “Şube açma, birleştirme veya kapatma, bu konuda tüzükte belirlenen esaslar doğrultusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi” hususları genel kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, şube açma, birleştirme ve kapatma yetkisi münhasıran sendika genel kurulunda olup, bu konuda, ancak tüzükte belirlenen esaslar doğrultusunda sendika yönetim kuruluna yetki verilebilecektir. Sendika yönetim kuruluna yetki verilmesi durumunda, söz konusu yetkinin kullanılabilme esasları ise genel kurul kararı ile tespit edilecektir.
Sendika tüzüğünün 16. maddesinin (f) bendine göre de “Gerekli görüldüğü hallerde; Şube açılması, kapatılması, birleştirilmesi, bir şube faaliyet alanı içinde bulunan işyerlerinin başka şubeye bağlanması” hususu genel kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Diğer taraftan tüzüğün 19. maddesinin 12. bendine göre de “Gerekli gördüğü hallerde, genel kurulca verilen yetki gereğince şube açmak, şubeleri birleştirmek, şube kapatmak, bir şube faaliyet alanı içinde bulunan işyerlerini başka şubeye bağlamak ve yeni örgütlenilen işyerlerini uygun görülen şubeye bağlamak” hususu da, sendika genel yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında düzenlenmiştir.
Dava konusu genel kurul gündeminin 9, 10 ve 11. maddeleri ile kapatılabilecek şubelerin belirlenmesi ve belirlenen şubelerin uygun görülen zamanda kapatılması konusunda genel yönetim kuruluna yetki verilmesi, kapatılacak şubelere bağlı işyerlerinin başka şubelere bağlanması ve birleştirilebilecek şubelerin belirlenmesi ile belirlenen şubelerin uygun görülen zamanda birleştirilmesi ve birleşmeyle ilgili işlemlerin yapılması hususlarında genel yönetim kuruluna yetki verilmesi konusu oylanmış ve oybirliği ile söz konusu gündem maddeleri kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta şubelere dair genel kurulda alınan söz konusu kararlar genel nitelikte olup, somut bir şubeye ilişkin değildir. 6356 sayılı Kanun’un ve sendika tüzüğünün yukarıda belirtilen maddeleri gereğince, gündemin 9, 10 ve 11. maddeleri doğrultusunda alınan kararlarda hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Belirtmek gerekir ki, sendikaların yönetim ve işleyişleri demokratik esaslara aykırı olamayacağından, soyut yetki devrinin genel yönetim kurulunca kullanımı sonucunda şubelere dair alınacak somut kararlar ayrıca yargı denetimine açıktır.
Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince gündemin 9, 10 ve 11. maddeleri ile alınan genel kurul kararlarının iptali yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, İlk Derece Mahkemesince sadece 25.12.2016 tarihli genel kurulda gündemin 4, 5, 6, 7, ve 8. maddeleri doğrultusunda davacılar hakkında verilen disiplin cezalarının iptaline ve fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
H)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle olarak karar verildi.