Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/14962 E. 2018/25071 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14962
KARAR NO : 2018/25071
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ : … 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
MAHKEMESİ : … İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirket bünyesinde 02/04/2004-10/11/2015 tarihleri arasında çalıştığını, sendikaya üye olarak 30/09/2015 tarihli ihbarla işverene bildirdiğini, bu tarihten sonra davacıya mobing uygulandığını, işyerinde davacıya kötü davranmaları için işçilerin örgütlendiğini, onu yalnızlaştırmaları yönünde talimat verildiğini, iş hayatı ve özel yaşamına olumsuz yönde müdahale edilmeye başlandığını, davacının işyerinde geçerli bir sebep gösterilmeden yerinin değiştirildiğini, davacının ” boş boş oturduğu ve boykot yaptığı” belirtilerek iş aktinin haklı neden gerekçesiyle feshedildiğini, feshin gerçek nedeninin sendika üyesi olmasına dayandığını belirterek feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini ve 6356 sayılı Yasa gereğince sendikal tazminatın hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 05-06-07 Kasım 2015 tarihlerinde vardiya başlangıcında yapılan görevlendirmeyi kabul etmeyerek üç gün süre ile edimini yerine getirmediğini ve boş boş oturmal suretiyle işi boykot ettiğini, davacının işyerinde vasıfsız bayan işçi olarak istihdam edildiğini, sendika üyeliği nedeniyle davacıya baskı yapıldığı iddiasının gerçekdışı olduğunun aksine davacının iş akdinin sendikal nedenle feshine sebebiyet vermek için sendikaya üye olduğunu, davacının sendikaya üyeliğinin yasal bir hakkın kullanımı değil, aksine hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek aktin haklı nedene dayanılarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesinin Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne, sendikal tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki tüm delillere göre sendika üyesi olduklarını işverene bildiren işçilerin çeşitli baskı ve farklı uygulamalara tabi tutuldukları, dosya içeriğinden bir kısım işveren yetkililerinin sendikal hakların kullanımını engellemek eylemine ilişkin olarak ceza mahkemesinde yargılandıklarının görüldüğü, tüm delillerin bir arada değerlendirilmesi sonucu iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin anlaşıldığı; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun ve sendikal tazminatın kabulü yönünde karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, 6356 sayılı Kanun’un 25. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal sebeplerle feshetmesi halinde işçi, 4857 sayılı Kanun’un 18, 20 ve 21. madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanun’un 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanun’un yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, sendikal tazminatın kabulünde beyanları esas alınan davacı tanıklarının bir kısımının sendikal nedenlerle iş akdinin feshedildiğine dair işe iade talepli davası olduğu, bir kısmının ise bu tanıkların eşi olduğu ve aynı zamanda her tanığın birbirinin davasında tanıklık yaptığı anlaşılmıştır. Öncelikle, yan deliller ile desteklenmedikçe husumetli tanık anlatımlarının tek başına hükme esas kabul edilmesi mümkün değildir. Ancak, dosya içerisinde tanık anlatımlarını destekleyecek başka delillerin varlığı halinde bu tanıkların beyanlarına itibar edilmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlık bakımından, iş akdinin sendika örgütlenmesini engellemek adına feshedilip feshedilmediğinin tereddütsüz tespiti önem arzetmektedir. Bu nedenle; Mahkemece davacının üyesi olduğu sendika ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yukarıda anılan hususların sorulduğu ancak gönderilen cevabi yazıya göre sendikal feshe dair bazı hususların yeterince aydınlanmadığı görülmektedir. Bu sebeple Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sendika ve davalı işverenden işyerinde fesih tarihi itibari ile çalışan, sendikaya üye olan, üyelikten çekilen, üyelikten çekilenlerden çalıştırılan, iş sözleşmesi aynı dönemde feshedilen işçilerden sendika üyeliği veya sendikal faaliyeti olanlardan başkaca çıkarılan olup olmadığı, işten çıkarılanlardan sendikalı olan ve sendikalı olup da işyerinde çalışması devam eden işçiler olup olmadığı, özellikle iş yerinde kapsam dışı çalışan personel olup olmadığı, sayısı ve bu işçilerin sendika ile bağlantı durumları, sendikaya üyeliği devam edip çalışmaya devam eden kaç işçinin bulunduğu sorularak feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmeli ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi ve yukarıda esas ve karar numaraları yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/11/2018 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.