Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/14824 E. 2018/24704 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14824
KARAR NO : 2018/24704
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette şoför ve bekçi olarak çalıştığını fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek bu neviden ücretlerinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2013/27760 Esas 2014/36787 Karar sayılı ilamı ile “… usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızm davalının yokluğunda yargılamanın yapılıp karar verilmesi hatalı olmuştur” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak taraf teşkili sağlandıktan sonra devam olunan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağı ve hafta tatili alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Yapılan açıklama hafta tatili alacağı bakımından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece gerekçeli kararda açıklandığı şekilde yapılan hesaplamada, dosya arasında fazla çalışma ve hafta tatili tahakkuku bulunan ve bir kısmı imzalı bordroların değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Yapılacak iş, davacının imzasını taşıyan ücret bordroları incelenerek fazla mesai ve hafta tatili tahakkuku bulunan aylar dışlanarak gerekirse bilirkişiden rapor alınmak sureti ile yeniden hesaplama yapılarak çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
3-Ara dinlenme süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde 11 saate kadar olan çalışmalar için (on bir saat dahil) ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda Mahkemece davacının 17.01.2007-31.12.2007 tarihleri arasında günde 10 saat, 31.12.2007-04.03.2009 tarihleri arasında günde 12 saat 04.03.2009-07.10.2010 tarihleri arasında günde 10 saat çalıştığı ve bahsedilen tüm dönemler için günde bir buçuk saat ara dinlenme süresinin bulunduğu kabul edilmiştir. Bu durumda davacının çalışmasının günlük 10 saat olduğu dönemler için 1 saat ara dinlenme yapıldığının kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece karar başlığında dava tarihinin yanlış olarak yazılması da hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 19.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.