YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14517
KARAR NO : 2018/27083
KARAR TARİHİ : 13.12.2018
DAVA TÜRÜ : ALACAK
MAHKEMESİ : … 19. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davacının görünürde alt işveren şirketlerin, gerçekte ise davalı …’in işçisi olduğunu, davacının petrol ve jeotermal arama sahalarında, 28.10.2006 tarihinden itibaren sondör olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık ücretli izin, ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının …’in işçisi olmadığını, …’in ihale makamı olduğunu, husumet itirazında ve zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının iddia ettiği ücret ve çalışma sürelerinin gerçeği yansıtmadığını, buna ilişkin sorumluluğun yüklenici şirketlere ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı ve davalı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile tarafların yerinde görülmeyen istinaf başvurularının HMK.353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
İşyerinde yürürlükte bulunan 15.08.2007 tarihli Personel yönetmeliğinin “ Yıllık ücretli izin” başlıklı 13.maddesi; “Personele, İş Kanunu’nun yıllık ücretli izinle ilgili ve diğer mevzuat hükümleri dikkate alınmak suretiyle, yıllık ücretli izin kullandırılır. Yıllık ücretli izine hak kazanmada, her defasında toplam 30 iş gününü aşmayan ücretsiz izin süresi, çalışılmış gibi kabul edilir.Personele verilecek yıllık ücretli izin süreleri;1 yıldan 5 yıla kadar (5.yıl dahil) hizmeti olanlara 22, 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 27, 15 yıl (dahil) ve daha fazla hizmeti olanlara 30, iş günüdür…” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ile ihbar olunan şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğu ve davacının başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi kabul edildiği halde işyerinde uygulanan personel yönetmeliği dikkate alınmaksızın yıllık izin alacaklarının hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine,13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle olarak karar verildi.