Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/14138 E. 2018/24222 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14138
KARAR NO : 2018/24222
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili işçi alacaklarına ilişkin eski işveren … Un Fabrikası aleyhine açtığı davayı kazandığını,dava sırasında söz konusu işyerinin yeni işveren tarafından tüm donanımı ile devir alındığını, iş davasından sonra devir olayının gerçekleşmiş olması nedeniyle ilam hükmünde yeni iş verenin adının geçmediğini, yeni iş veren aleyhine takibe girişildiğini, davalı tarafın takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı şirketin itirazının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle itirazın kaldırılarak takibin devamına, davalının % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının daha önce açmış olduğu davanın davalısının … Un Fabrikası olduğunu,daha sonra bu fabrikanın dava sırasında devir edildiğini, davacının yargılama sırasında devri mahkemeye bildirip devralanın davaya dahili yoluna gitmediğini ve hükmün bu şekilde kurulduğunu, müvekkilinin işletmeyi devralan şahıstan daha sonra gayrimenkulü ve demirbaşları satın aldığını, bu nedenle kendisinin İş Kanunu’nun 6. maddesi anlamında işletmeyi devralan olarak yorumlanmasının olanaksız olduğunu, davacının müvekkilinin yanında hiç madığı gibi müvekkiline satış yapan şahıs yanında da madığını, devralan işverenin sorumlu olabilmesi için işyerinin işçiler ve tüm düzeni ile birlikte devredilmesinin gerektiğini, alacağın taraflarınca kabul edilmediği gibi likit olmayan alacaktan dolayı kötüniyet tazminatı istenemeyeceğini,bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne ve kabul edilen asıl alacak üzerinden %40 icra-inkar tazminatına dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2013/10445 esas 2014/11876 karar sayılı ilamı ile “…. mahkemece işyeri devri yapılıp yapılmadığı davalı ve dava dışı şirket arasında işletme devrine dair kayıt ve belge olup olmadığı araştırılmadığı gibi defter ve kayıtlar üzerinde incelemede yapılmamıştır. Bu nedenle her iki şirketin vergi ve ticaret kayıtları getirtilerek işletme devrine dair belge ve kayıt olup olmadığı araştırılmalı, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi anlamında bir işletme devri bulunup bulunmadığı, davalı ile dava dışı … Un Fabrikası San. Tic. Ltd. Şti. arasında varsa muvazaa olgusu net bir biçimde tespit edilerek sonucuna göre davalı şirketin işletme devri nedeniyle sorumlu olup olmadığı belirlenmelidir” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamında, davacı işçinin dava dışı … Un Fabrikası San. Tic.
Ltd. Şti. tığı, iş sözleşmesinin feshi üzerine dava dışı şirketten bir kısım işçilik alacaklarını talep ettiği ve Mahkemece taleplerinin kısmen kabul edildiği, davacının anılan kararla lehine hükmedilen alacaklarının tahsili için davalı şirkete yönelik olarak ilamsız icra takibinde bulunduğu, davalının itirazı üzerine durdurulan icra takibine karşı itirazın iptali davası açtığı görülmüştür.
Davalıya ait fabrikanın müştemilatları ile birlikte, iş sözleşmesinin feshinden sonra dava dışı … Un Ltd. Şti. tarafından yine dava dışı …’e satıldığı, ardından söz konusu fabrikanın müştemilatları ile birlikte dava dışı … tarafından bu kez eldeki dosya davalısı … Un Gıda San. Tic. Ltd. Şti.ne satıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yapılan bu satışların muvazaalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Muvazaa Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir
Dosya içeriğine ve tanık beyanlarına göre, söz konusu fabrikanın (arsa, bina ve ekipmanları) dava dışı …’e satışına ilişkin hiç bir belge bulunmaması, tapu kaydına göre söz konusu satışın 21.06.2007 tarihinde yapılması, ve bu kişi tarafından fabrikanın devralınmasından sonra 7 gün gibi kısa bir süre içerisinde davalı tarafça sunulan imzalı faturadan anlaşılacağı üzere 28.06.2007 tarihinde 130.465,99 TL gibi düşük bir bedelle söz konusu fabrikanın davalıya satılması hususları göz önüne alındığında, yapılan satışların muvazaalı olduğunun kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, Mahkemece, 11.01.2013 havale tarihli bilirkişi raporu değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.