Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/14137 E. 2018/24851 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14137
KARAR NO : 2018/24851
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar (muris …’in mirasçıları) vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı Şirket, davalının (davalıların murisleri olan …’in) şirketleri nezdinde çalıştığı dönemde, talebi üzerine kendisine verilen ancak daha sonra geri ödenmeyen avans bedelinin tahsili için, davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2010/467 esas sayılı takip dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın borca ve yetkiye itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu, itirazının iptali ile %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, … 32. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8139 esas sayılı takip dosyasında da aynı sebepten ötürü borçlu aleyhine 22.04.2010 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, takip sırasında borçlu vekili tarafından yetki, zamanaşımı ve borca itiraz edilmesi sebebiyle 12.05.2010 tarihinde takibin durduğu ve bu itirazın alacaklı tarafa tebliğ edilemediği anlaşılmış olup bu sebeple takibin halen derdest olduğu ve borçlu tarafından derdestlik itirazında bulunulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 2013/3632 esas 2014/2133 karar sayılı ilamıyla; ”davacı yetkili icra dairesinde dava açmış ve yetkili icra dairesinde takip yapmıştır. Derdest olan tek itirazın iptali dosyası eldeki dosyadır. Mahkemece işin esasına girilerek davanın görülmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılamada, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulü ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Kararın davalılar (muris …’in mirasçıları) vekilinin temyizi üzerine , Dairemizin 2017/32912 esas, 2017/11182 karar sayılı ve 16.05.2017 tarihli ilamı ile ”davalılarca yemin deliline dayanıldığı halde, ancak yemin teklif etme haklarının nazara alınmadan hüküm kurulduğu ileri sürülmüş olup, dosya içerisinde ve Uyap kaydında cevap dilekçesine rastlanılmaması nedeniyle, akıbetinin araştırılarak davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğunun tespiti halinde gereğince işlem yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden hüküm kurulmasının hatalı bulunduğu” gerekçesiyle yeniden bozma kararı verilmiştir.
Mahkeme tarafından bozma ilamına uyulmuş olup, yapılan yargılama neticesinde ; ”huzurdaki davanın ilk olarak aldığı esas numarasının 2010/538 numarası olduğu, 2010/538 sayılı dosyanın 23/11/2010 tarihinde mahkememizin 2009/317 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, 2009/317 sayılı dosyanın 18. celsesinde 28/06/2012 tarihinde yeniden tefrik kararı verildiği, mahkeme dosyasının sırası ile 2012/351, 2014/251 ve 2017/473 esas sayılı numaraları aldığı, davalının 2010/538 esas sayılı dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı, birleşen 2009/317 esas sayılı dosyada ise davacı olduğu, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, ancak birleşen her davanın bağımsız bir dava olduğu gözetilerek huzurda görülen davada davalı tarafından yemin deliline dayanılmadığı ” açıklaması ile itirazın iptali davasının kabulü ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar (muris …’in mirasçıları) vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut olayda; davalı tarafça, her ne kadar davaya yönelik cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmakta ise de, davanın açılış esas numarası olan 2010/538 esas sayılı dosya üzerinden ilk duruşmasının 07.12.2010 tarihinde yapılacak olmasına karşın, 23.11.2010 tarihinde re’sen celse açılarak ve dosyanın Mahkemenin 2009/317 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleşme kararından sonra 23.11.2010 tarihinde gerçekleşen duruşmada ise, Mahkemece taraf vekillerine birleştirilen dosyalar için delillerini bildirmek üzere 25.01.2011 tarihinde yapılacak gelecek celseye kadar süre verilmiş olup, davalılar vekilince (birleşen dosyada davacı vekili) 22.01.2011 tarihinde Uyap vasıtasıyla birleşen dosyalar için delil listesi verilerek yemin deliline de dayanılmış olduğu görülmüştür.
Her ne kadar 01.10.2011 tarihine dek yürürlükte olan mülga Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri gereğince delillerin cevap dilekçesinde gösterilmesi lüzumu bulunmakta ise de, Mahkemece delillerin sunulması için değil, bildirilmesi için taraflara süre verildiği anlaşıldığından, artık süresinde yemin delilinin gösterildiği kabul edilmelidir. Bu bakımdan, davalılarca yemin teklifi hakkının kullanılabilmesi için bozma kararı verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.