Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/13767 E. 2018/24220 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13767
KARAR NO : 2018/24220
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 06/05/1980 – 24/10/2011 tarihleri arasında davalı … Belediyesi’nde çalıştığını, 6111 sayılı Yasanın 166. maddesi mucibince Siirt Emniyet Müdürlüğü’ne atandığını ve 14/11/2011 tarihinde emekli olduğunu iddia ederek fark kıdem tazminatı, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin, hafta tatili, fark fazla mesai ücretleri, asgari geçim indirimi, Toplu İş Sözleşmesi gereği sosyal yardım ödemeleri alacaklarını talep etmiştir.
Davalılar, davacının tüm alacaklarının ödendiğini, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışması yapmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 7.Hukuk Dairesinin 2016/10214 esas 2016/17889 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak devam edilen yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının hizmet süresine ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hizmet süresinin 06.05.1980-24.10.2011 (1 yıl 8 ay askerlik) 26.10.2011-14.11.2011 arasında çalıştığı belirtilmesine rağmen kıdem süresi 13 yıl 256 gün üzerinden hesaplanmıştır. Mahkemece davacının kıdem süresi dikkatlice incelenerek hizmet süresinin tespiti ile bu tespit edilecek süreye göre davacının talep ettiği yıllık izin ve kıdem tazimatını konusunda karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasında davacının kıdem tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Somut olayda davalı … vekili tarafından sunulan kurum içi yazışmada davacıya emeklilik nedeni ile 80.000,00 TL kıdem tazminatı ve 700,00 TL emekli yolluğu ödendiği belirtilmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödeme belgesi bulunmaması nedeni ile bu miktarın hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilmediği görülmüştür.
Mahkemece davacıya ödendiğini belirtilen 80.000,00 TL kıdem tazminatının ödenip ödenmediği davalılardan sorulmak sureti ile araştırılarak, kıdem tazminatı ödemesi yapıldı ise bu ödemenin kıdem tazminatı tavanı da gözönüne alınarak hesaplanacak kıdem tazminatından mahsubu ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Taraflar arasında davacının fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi davacının çalışma süresinin tespiti balımından dosya kapsamı ile uygun değildir.
Davalıların kamu kurumu olduğu da gözönüne alınarak Mahkemece davacıya ait cüret bordroları, puantaj kayıtlarının celbi ile gerekirse bilirkişiden yeniden rapor alınması sureti ile tüm dosya kapsamı değerlendirmeye tabi tutularak çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.
5-Davacının sendika üye kayıt fişi ve üyelik aidatlarını ödeyip ödemediği araştırılarak çıkacak sonuca göre Toplu İş Sözleşmesinden faydalanıp faydalanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, bu konuda araştırma yapılmadan karar verişmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
6-Kabule göre de Mahkemece, hüküm altına alınan alacak miktarlarının net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemiş olması, infazda tereddüt yaratır mahiyette bulunduğundan bozmayı gerektirmiştir.
7-Kabule göre de, davacı vekilinin dava dilekçesi ile bir kısım alacakların yasal faizi ile tahsilinin talep edilmesine rağmen Mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde yasal faiz istenen alacaklara doğrudan bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi yürütülmesine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan Siirt Belediye Başkanlığına iadesine, 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.