Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/13112 E. 2018/24424 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13112
KARAR NO : 2018/24424
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Somut uyuşmazlıkta; bilirkişi tarafından, davacının işe giriş ve çıkış tarihlerine göre hak kazandığı yıllık ücretli izin süresini 90 gün olarak tespit edilmiş ve dosyaya sunulan rapor ve ek raporda, yıllık izin alacağı alternatifli olarak hesaplanmıştır. 1. alternatifte özlük dosyasında bulunan yıllık ücretli izin formuna göre kullanılmamış yıllık izin süresinin 70 gün olduğu yönünde hesaplama yapılırken, 2. alternatifte ise … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yazısı ekinde alınan inceleme evrakları arasında bulunan yıllık izin defteri fotokopisine göre kullanılmamış yıllık izin süresinin 28 gün olduğu yönünde hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, davalı tarafından ibraz edilen ve davacının özlük dosyasında bulunan yıllık ücretli izin formuna göre işlem yapılması gerektiğinden davacının hak kazanıp da kullanmamış olduğu yıllık izin süresinin 70 gün olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Ancak, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının yıllık izin süresi netleştirilmeden yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada, davacının imzasını taşıyan ve izinden dönüş tarihlerini de içerir yıllık ücretli izin formunda (işe giriş tarihi 18.8.2006 olarak belirtilmiş) davacının 06.10.2008 – 07.10.2008 tarihleri arasında 2 gün, 18.11.2008 – 01.12.2008 tarihleri arasında 12 gün izin kullandığı görülmektedir. Yine, dosyadaki davacının imzasını taşıyan ve izinden dönüş tarihlerini de içerir (İŞKUR yazısı ekindeki) yıllık ücretli izin defterinde (işe giriş tarihi 25.8.2006 olarak belirtilmiş) yazılı olan sigorta sicil numarasının SGK’dan gelen hizmet döküm cetvelinde belirtilen sigorta sicil numarası ile uyumlu olduğu, bu sigorta sicil numarasına sahip …’ın hizmet döküm cetvelindeki T.C. kimlik numarasının da davacının dava dilekçesindeki T.C. kimlik numarası ile uyumlu olduğu görülmektedir. Söz konusu yıllık ücretli izin defterinde, davacının 03.11.2008-18.11.2008, 2009 yılı için izne hak ettiği tarih 25.8.2009 olarak belirtilmiş karşısında yazılı (2008 mi 2009 mu olduğu tam anlaşılamamakla birlikte) 07.12.2008(ya da 07.12.2009)-22.12.2008(ya da 22.12.2009), 06.12.2010-16.12.2010, 13.7.2011-25.07.2011, 12.12.2011-19.12.2011, 27.12.2011-31.12.2011, 09.01.2012-13.01.2012 arası toplam 62 gün izin kaydı yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki diğer yıllık ücretli izin defterinde ise 06.10.2008-07.10.2008 tarihleri arası için 2 gün, 18.11.2008-01.12.2008 tarihleri arası için 12 gün imzalı izin kaydı olduğu da görülmektedir. Bu tarihlere ilişkin her iki yıllık izin formu ile her iki yıllık ücretli izin defterindeki imzalar birbirine benzerlik arz etmektedir. Dosyaki ücret bordrolarından ise davalı işyerinde iki … olduğu, birisinin davacı olduğu ve … T.C. kimlik numaralı olduğu, diğerinin T.C. kimlik numarasının ise … olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporlarında, dikkate alınan yıllık izin formlarındaki 2 gün ve 12 gün olmak üzere toplam imzalı 14 gün izin söz konusu iken toplam 20 gün olarak davalı lehine mahsup yapıldığı görülmektedir. Mahkeme, 90-20=70 gün üzerinden yapılan bu hesaplamaya göre hüküm kurmuştur. Ayrıca, davacının hesabına yıllık izin bedeli açıklamasıyla yapılan ödeme dikkate alınarak brüt 330,21 TL’lık da hesaplamadan mahsup edildiği görülmektedir. Ancak yıllık izin süresinden dosyadaki imzalı ve onaylı izin formuna göre (13.7.2011-24.07.2011) tarihleri arasındaki izin ise mahsup edilmemiştir. Bu izin toplam 62 günlük yıllık izni içeren yıllık ücretli izin defterinde yeralmaktadır. İŞKUR yazısı ekindeki yıllık ücretli izin defterindeki toplam 62 gün izin ile yukarıda belirtilen imzalı yıllık izin formlarına göre 2 gün+12 gün=14 günlük izin birlikte dikkate alındığında davacının toplam 76 gün izin kullanma durumu ile karşı karşıya kalınmaktadır. Davalı taraf ise temyiz dilekçesinde, davacının 28 gün yıllık izin hakkı kaldığını belirtmektedir.
Dosyada kapsamından iki … ve iki yıllık izin defteri olduğu görüldüğünden davacıyla ilgili olan yıllık izin defteri ve yıllık izin formları tarafların beyanları da alınarak değerlendirilip davacının yıllık izin süreleri netleştirildikten sonra sonucuna ve yukarıda belirtilen hususlar ile tüm dosya kapsamına göre yıllık izin ücreti konusunda değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.