Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/12772 E. 2018/27600 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12772
KARAR NO : 2018/27600
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : SENDİKA KANUNLARINDAN KAYNAKLANAN

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, duruşmalı olarak süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.12.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı sendikada 01.06.2007 tarihinden iş akdinin sona erdiği 08.07.2009 tarihine kadar profesyonel yönetici olarak genel mali sekreter sıfatıyla görev yaptığını, mahkeme kararıyla 26-27 Mayıs 2007 tarihli olağanüstü genel kurul ve bu kurulda alınan kararların iptaline karar verildiğini, ancak müvekkiline alacaklarının ödenmediğini, ödenmeyen ücret alacağı, ikramiye alacakları, aylık 250,00 TL olmak üzere ödenmeyen telefon kontör ücretleri, kullanılmayan izin ücreti ve kıdem tazminatı (hizmet ödeneği) alacaklarının tahsili için … 20. İcra Müdürlüğü’nün 2010/469 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takip konusu borcun tamamına itiraz edilerek icra takibinin durduğunu ileri sürerek davalının haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet sözleşmesi ile çalışmadığını, davacının takibe koyduğu miktarda alacağı bulunmadığını, seçimle göreve gelen kişilerin amatör veya profesyonel yönetici olabilmesi için MYK’nın karar alması gerektiğini, davacının görevinin mahkeme kararıyla sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Yargıtayın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ücret, ikramiye, telefon kontör ücreti, izin ücreti ve kıdem tazminatı alacaklarının tahsili için icra takibi başlatmış, süresinde takibe itiraz edilmesi sonrasında ise itiraz iptali davası açılmıştır.
Davacının talepleri arasında kıdem tazminatı istemi de yer almakta ise de, davacının sendikada profesyonel yönetici olduğu ve işçi sıfatının bulunmadığı gözetildiğinde, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan, bu talebin hizmet ödeneği istemine ilişkin olduğu açıktır.
Bununla birlikte Dairemizin 03.07.2017 tarihli bozma ilâmının 2 numaralı bendinde davacının hizmet ödeneği isteminin reddine karar verilmesi gerektiği açık olarak belirtilmiş ve mahkemece bozma ilâmına uyulmuş ise de, uyulan bozma ilâmının gereği yerine getirilmemiştir.
Mahkemece davacının ayrı bir kıdem tazminatı istemi olmadığı, bu talebinin hizmet ödeneği alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu ve uyulan bozma ilâmı gereğince de hizmet ödeneği talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile mahkemece kıdem tazminatı isteminin kabulüne karar verildiğinin belirtilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.