Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/11499 E. 2018/21140 K. 08.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11499
KARAR NO : 2018/21140
KARAR TARİHİ : 08.10.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 01.02.2002 tarihinde işe başladığını, sigorta girişinin 27.03.2004 tarihinde yapıldığını, 2006 yılında iş yeri taşındıktan sonra da çalışmaya devam ettiğini, 25.12.2013 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, son aylık brüt ücretinin 2.675,00 TL olduğunu, 24.12.2013 günü iş yerinde servise yetişmek için hızlı hareket ettiği sırada arkadaşına kaza ile çarptığını, bu olay üzerine tartışma çıktığını, iş verenin bunun üzerine 26.12.2013 tarihli ihtarnamesi ile iş akdini feshettiğini, fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının soyunma odasından çıkarken işçi … ‘ya omuz attığını, Murat “neden yaptın” dediğinde sinkaflı küfürler ettiğini, kemeri ile bu işçiye vurduğunu, onu yumrukladığını, daha sonra mutfağa girip bıçağı beline sokarak “dur ulan kaçma” diyerek ve sinkaflı küfürler ederek arkasından koştuğunu, bu durumu gören aşçı … tarafından engellendiğini, bu hususta tutulan tutanağın da olayı doğruladığını, kamera kayıtları da bulunduğunu, davacının savunmasında kamera kayıtlarını yalanladığını, olayın savcılığa intikal ettiğini, bu nedenlerle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, işyerinde 3 vardiya halinde çalışıldığını, zaruri durumlarda fazla mesai yapıldığında ödendiğini, pazar ve bayram çalışmaları açısından da aynı durumun sözkonusu olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacıyla kavga ettiği belirtilen Murat isimli işçinin çalışmaya devam ettiği, davacının kıdeminin fazlalığı dikkate alındığında bu şekilde davranmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tanıkların yanlı olarak beyanda bulunduklarını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ayrıca bilirkişi raporunda hesap edildiği üzere hafta tatili, fazla mesai ve milli bayram genel tatil çalışma ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin … Esas 2016/11124 Karar sayılı ilamı ile “…davacı vekili davacının hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda çalışma süresi içinde toplam 503 (beşyüzüç) hafta tatilinde çalıştığı belirtilen davacı için hafta tatili ücreti hesap edilmiş, mahkemece takdiri indirim uygulanarak alacak hüküm altına alınmış ise de, mahkemenin benimsediği bilirkişi raporunda hafta tatili ücretinin dönemsel ücret üzerinden hesaplanmadığı, fesih tarihindeki ücret esas alınarak hesaplama yapıldığı, hafta tatili ücreti de tıpkı fazla mesai ücreti gibi ait olduğu dönemin ücreti üzerinden hesaplanması gerektiği, ayrıca 2013 yılı 3,5,7 ve 8 inci aylara ait bordrolarda zamlı hafta tatili ücret tahakkuku mevcut olduğu halde, bu ayları dışlamayan rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yeniden yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Somut olayda hüküm altına alınan hafta tatili alacağı, fazla mesai alacağı ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına ilişkin olarak davanın başlangıçta fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak kısmi dava olarak açılması karşısında mahkemece hem dava dilekçesi ile talep edilen miktarlara hem de 02.04.2015 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile artırılan miktarlara yönelik dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Mahkemece hüküm altına alınan alacaklar yönünden dava ve ıslah tarihi ayrımı gözetilerek karar verilmesi gerekirken söz konusu alacaklara dava tarihinden itibaren faiz yürütülerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları bakımından reddedilen miktarın hakimce uygulanan takdiri indirime dayanması halinde reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi Daire uygulaması ile benimsenmiştir. Somut olayda hüküm altına alınan söz konusu alacaklara %30 hakkaniyet indirimi uygulanmasına rağmen ”hakkaniyet indirimi” dışındaki redden dolayı davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerekirken tümü üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Yine davacı vekilince 02.04.2015 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile fazla çalışma alacağı olarak toplam 8.539,56 TL talep edilmesine ve mahkemece talebin tümü için kabul kararı verilmesine rağmen hüküm kısmında 11.460,44 TL talebin reddine karar verilmiş olması ve talep olmadığı halde reddine karar verilen bu tutarın da vekalet ücreti ve yargılama gideri hesabında davalı lehine olacak şekilde dikkate alınarak karar verilmiş olması hatalıdır.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.