YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11055
KARAR NO : 2018/20227
KARAR TARİHİ : 26.09.2018
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı bankanın … şubesinde 22/04/2002-12/06/2009 tarihleri arasında operasyon yetkilisi olarak çalıştığını, müfettiş incelemesi neticesinde usulsüzlük yaptığı iddiasıyla 28/04/2009 tarihinde işten el çektirildiğini, 12/06/2009 tarihinde iş akdinin sonlandırıldığını, müvekkilinin usulsüz bir işlem yapmadığını, haklı neden olmaksızın işten çıkarıldığını, ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı hakkında usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle banka disiplin kurulu tarafından görevden çıkarılma cezası verildiğini, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunun 25. maddesi gereğince işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının disiplin cezasını almış olduğu bankacılık işlemlerindeki kusurlu eylemlerinin iş aktini geçerli nedenle feshe olanak veren haller olarak kabul edilmesi gerektiği, somut olayda iş akdinin haklı nedenle derhal feshini gerektiren eylemlerin oluştuğuna dair somut bir delil olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davacının görev yaptığı şubede yapılan inceleme sonucu, şube müşterisi ile alacaklı-borçlu ilişkisine girdiği, yapılan tediye işlemlerine ait fişlere sahte imzalar attığı, tediye edilen paraların zaman zaman davacı tarafından alındığı, kuyumculuk yapan banka müşterilerine açıktan para yatırma işlemi yaparak veya yaptırarak banka kaynaklarının kullanılmasını sağladığı, konuyu gizleyerek teftiş kuruluna bildirmediği, bu eylemlerinin bankanın ticari itibarına zarar verdiği gerekçeleriyle banka disiplin kurulunca görevden çıkarılmasına karar verilerek iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilmiştir. Aynı şubeden, davacı dışında başka çalışanların da benzer nedenlerle işten çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında uyuşmazlık konusunu aydınlatmaya yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Mahkemece, öncelikle davacı hakkındaki idari soruşturma raporunun dayanağı evraklar getirtilmeli, davacının görev tanımı, şube işleyiş kurallarına ilişkin düzenlemeler, toplu iş sözleşmesi, disiplin yönetmeliği, organizasyon şemaları dosya içerisine alınarak, bankacılık konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturularak inceleme yaptırılmalıdır. Bilirkişi kurulu tarafından, şubede gerçekleşen usulsüz işlemlerin neler olduğu tek tek belirlenmeli, davacının görevi ve sorumlulukları net olarak tespit edilmeli, davacının söz konusu usulsüz işlemlerin hangileriyle ne derecede bağlantısı olduğu ayrı ayrı ifade edilmeli, ardından sorumluluk derecesi belirlenmelidir. Mahkemece, denetime elverişli düzenlenen rapor, diğer delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak davacının eylemlerinin haklı fesih mi yoksa geçerli fesih ağırlığında olup olmadığı tesbit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.