Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/10697 E. 2018/20699 K. 01.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10697
KARAR NO : 2018/20699
KARAR TARİHİ : 01.10.2018

MAHKEMESİ : … 20. … Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinden emekli olarak ayrıldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının ödenmeyen alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince süresinde istinaf talebinde bulunulmuş, ancak nispi temyiz harcının eksik olması sebebi ile davalı vekiline gönderilen muhtıra 18.09.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen eksik harcın süresinden sonra 27.09.2017 tarihinde yatırılması sebebi ile 11.10.2017 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk derece mahkemesinin 11.10.2017 tarihli ek kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, davalı vekilince verilen kesin süre içerisinde eksik harç ve masrafların yatırılmadığı, dolayısıyla başvuru şartlarının yerine getirilmediği gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344, 346/2 ve 352. maddeleri gereğince başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Muhtıranın usulüne uygun olması için aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/19-286 Esas- 2010/330 Karar sayılı kararında bir muhtıranın geçerli olması için gereken özellikler belirtilmiştir. Buna göre;
Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından yedi günlük kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde 432. maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından “temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için yedi günlük kesin süre” verilmesi ve ayrıca yazılı olarak “aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu”nun bildirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle muhtırada Hâkim veya Mahkeme Başkanı’nın sicili ve imzası bulunmalıdır. Muhtıra Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından imzalanmadan verilmişse, dolayısıyla da Hâkim tarafından usulünce düzenlenmiş muhtıra yoksa geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de olanak yoktur.
Mahkeme Yazı İşleri Müdürü’nün veya Kalem personelinin temyiz harcı veya giderinin tamamlanması için temyiz edene süre vermesi veya tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra usule aykırıdır, Mahkeme Yazı İşleri Müdürü’nün veya Kalem personelinin vermiş olduğu süre ya da tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra üzerine temyiz harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz talebinden vazgeçmiş sayılamaz.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; bu açıdan ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır.
Hukuk Genel Kurulunun anılan kararı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri yürürlüğe girdikten sonra da ilk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemeleri tarafından gönderilen muhtıraların geçerliliği yönünden de aynen uygulanmaktadır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince davalı vekiline gönderilen muhtırada tutarın ya tamamı ya da 1/4’ünün dosyaya yatırılması gerektiği yazıldığı gibi davalı vekilince maktu olarak ödenen miktarın da mahsup edilmediği ve böylelikle gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili, usulsüz muhtıra tebliğine rağmen 27.09.2017 tarihinde eksik harcı tamamlamıştır. Davalı vekiline gönderilen muhtıra usulsüz olduğuna göre, muhtırada belirtilen sürede harcın yatırılmaması sebebi ile istinaf başvurusunun reddine yönelik ilk derece mahkemesinin 11.10.2017 tarihli ek kararı isabetsizdir. Harcın tamamlanmış olduğu da dikkate alındığında; bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi ek kararı bozulup ortadan kaldırılarak davalının istinaf talepleri incelenmek üzere işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde başvurunun usulden reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan, yukarıda esas ve karar numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.