Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/10161 E. 2018/18810 K. 13.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10161
KARAR NO : 2018/18810
KARAR TARİHİ : 13.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai alacaklarını talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının kendi isteği ile iş yerinden ayrıldığını ve alacakları bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma ücreti alacağı hesabında davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakka uyulup uyulmadığı ve çalışma saatlerinin doğru belirlenip belirlenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kış sezonu olan Eylül -Şubat ayları arasında ayın iki haftası yirmidört, iki haftası otuzbeş buçuk saat; yaz sezonunda ise haftada oniki saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Bozma sonrası aldırılan bilirkişi raporunda ise kış sezonu Eylül-Mart ayları arasında kabul edilerek ayın iki haftası yirmidört, iki haftası otuzbeş buçuk saat; yaz sezonunda ise haftada oniki saat fazla çalışma hesaplanmıştır. Kış sezonu bozma sonrasında Eylül-Mart arası kabul edilmiş ise de; hükmün davalının temyizi üzerine bozulduğu, davacının bu konuda temyizi olmadığı gözardı edilerek usuli kazanılmış hakka aykırı davranılmıştır.
Ayrıca, davacının yaz sezonu kabul edilen dönemde haftanın 6 günü 08.00-18.30 saatleri arasında çalışarak haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davacı tanıklarından …’un beyanı dikkate alındığında, bu tanığın çalışma dönemi ile sınırlı olarak davacının yaz sezonunda haftanın beş günü 08.00-18.30, bir günü ise 08.00-13.00 arası çalıştığı kabul edilmelidir.
Açıklanan nedenler ile kış sezonu usuli kazanılmış hakka uygun olarak Eylül-Şubat ayları arası kabul edilmeli ve davacının; yaz sezonunda, tanığı … ile birlikte çalıştığı dönemde haftada yedi saat; geriye kalan hesaplama döneminde ise haftada oniki saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.09.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.