Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/10082 E. 2018/26842 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10082
KARAR NO : 2018/26842
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

DAVA TÜRÜ : ALACAK
MAHKEMESİ : … 2. İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının düğün, nişan, toplantı, açılış v.b organizasyonlar yapan şirkette 1996-2015 yılları arasında çalıştığını, iş akdini emeklilik nedeniyle feshettiğini, normalde haftada 6 gün 08:00-19:00 arası çalışmasına karşın Nisan ortasından, Ekim ayı ortalarına kadar devam eden süreçte organizasyonların yoğunlaşması nedeniyle pazartesi,salı günleri normal mesaide çalışıp diğer 5 gün çalışmanın saat 07:00 de başlayıp hazırlanan yerin müşteriye teslim edildiği saat 19:00 a kadar devam ettiğini, müşteri organizasyonlarının gece 24:00-01:00 gibi bitmesinden sonra malzemelerin tekrar toparlanarak işyerine getirtilmesi nedeniyle çalışmanın sabah 12:00 ye kadar sürebildiğini, şehir dışına gidildiğinde ise bir hafta boyunca evine dönemediğini, yazın organizasyon sayısının 14,15 civarında olduğunu belirterek kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve agi talebinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin devamsızlığı nedeniyle feshedildiğini, davacının 8 ay süren kış sezonunda fazla çalışma yapmadığını sadece yazın 4 ay çalışıldığını çalışmanın cuma, cumartesi ve pazar günü olup pazartesi, salı, çarşamba organizasyon yapılmadığını, bayram ve genel tatil günleri organizasyon yapılmadığını, davacının aylık bordrosundaki ücret ile çalıştığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
Davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İş yerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 5 gün 09.00-07:00 arasında 22 saat çalıştığı, Yargıtay kararlarına göre çalışmasının 14 saat olduğu, 6 gün çalıştığı hafta 34 saat fazla mesai yaptığı, 7 gün çalışma yaptığı hafta ise 35,5 saat çalışma yaptığı, tanık Yağmur’un beyanına göre ise davacının haftalık fazla çalışmasının 41,5 saat olduğu gerekçesiyle hesaplama yapılmıştır. Bilirkişinin yaptığı fazla mesai hesaplaması denetime açık olmadığı gibi dosya içeriğine de uygun değildir. Tanıkların belirttiği çalışma saatleri de hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı vekili beyanında yazın en çok aylık 14,15 organizasyon yapıldığını beyan etmiştir. Ayrıca davacı tanığı … Nisan-Ekim arası eğer 30 hafta varsa bunun 13 haftası genelde mesainin çarşambadan başlayıp pazar günü dahil devam ettiğini ifade etmiştir. Tanıklar gerekirse yeniden dinlenerek davacının haftada kaç gün hangi saatler arasında çalıştığı, hangi saatler arasında dinelndiği, haftalık kaç organizasyon yapıldığı, hafta tatili kullanıp kullanmadığı organizasyon yapılmadığı anlaşılan pazartesi, salı günü çalışmasının hangi saatlerde olduğu netleştirilerek ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek, usuli kazanılmış haklara da riayet edilerek hesaplama yapılması gerekir.
3- Taraflar arasında davacının asgari geçim indirimi alacağının ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece dosyaya sunulu bordrolarda asgari geçim indirimi tahakkuku bulunmakta ve bordroların imzalı olduğu görülmüşse de davacıya ait banka hesabına agi alacağının ödenmediği gerekçesiyle davacının evli ve 2 çocuklu olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edilerek agi alacağının kabulüne karar verilmiştir, İmzalı bordrolarda toplam tahakkuk eden miktar veya daha fazlasının banka hesabına ödendiği banka CD kayıtlarından anlaşılmakla agi alacağının reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.