Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/10044 E. 2018/18478 K. 12.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10044
KARAR NO : 2018/18478
KARAR TARİHİ : 12.09.2018

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 39. … MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, … sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının … sözleşmesinin ikale ile sonlandırıldığını, işe iade davası açılmasının koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara dayanılarak, … sözleşmesinin taraflar arasında imzalanan bozma sözleşmesi ile sona erdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma sözleşmesi uyarınca yapılan ödemeye göre davacıya ek menfaat sağlandığının ispatlanamadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, davacının kıdemi ve fesih sebebine göre işe başlatmama tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki … ilişkisinin bozma sözleşmesi (ikale) yoluyla sona erip ermediği hususu temel uyuşmazlığı oluşturmaktadır.
Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Yargıtayın bir kararında, sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin sona erdirilmesinin de mümkün olduğu, sözleşmenin doğal yoldan sona ermesi dışında tarafların akdi ilişkiyi sona erdirebilecekleri açıklanmış ve bu işlemin adı ikale olarak belirtilmiştir. (Yargıtay 15.HD. 02/10/1995 gün, 1995/2259 E, 1995/5181 K.)
İşçi ve işveren iradelerin fesih konusunda birleşmesi, bir taraf feshi niteliğinde değildir. … Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği … sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklamanın (icap) ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur.
Bozma sözleşmesinde icapta, … ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez (Kılıçoğlu/Şenocak: … Güvencesi Hukuku, … 2007 s.99)
Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır. Buna karşılık … sözleşmesinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, … Hukukunu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda … sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi genel hükümler dışında … Hukukunda işçi yararına yorum ilkesi gözönünde bulundurulacaktır.
Bozma sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu’nun 30, 36, 37 ve 38. maddeleri arasında düzenlenmiş olan irade fesadı hallerinin bozma sözleşmeleri yönünden titizlikle ele alınması gerekir. Bir işçinin bozma sözleşmesi yapma konusundaki icapta bulunmasının ardından işveren feshi haline özgü … güvencesi hükümlerinden yararlanmak istemesi ve yasa gereği en çok bir ay içinde işe iade davası açmış olması düşündürücüdür.
… ilişkisini taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir. Her şeyden önce bozma sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. … ilişkisinin bozma anlaşması yoluyla sona erdirildiğine dair örnekler 1475 sayılı … Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansımadığı halde, … güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle 4857 sayılı … Kanunu sonrasında giderek yaygın bir hal almıştır. Bu noktada, işveren feshinin, karşılıklı anlaşma yoluyla fesih gibi gösterilmesi suretiyle … güvencesi hükümlerinin dolanılması şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla irade fesadı denetimi dışında tarafların bozma sözleşmesi yapması konusunda makul yararının olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Makul yarar ölçütü, bozma sözleşmesi yapma konusunda icabın işçiden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır.
Bozma sözleşmesi yoluyla … sözleşmesi sona … işçi, … güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan kıdem ihbar tazminatlarına da hak kazanamayacaktır. Bütün bu hususlar, … Hukukunda hakim olan ibranamenin dar yorumu ilkesi gibi, hatta daha da ötesinde, ikale sözleşmesinin geçerliliği noktasında işçi lehine değerlendirmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile … güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları da mümkündür. Bozma sözleşmesinin geçerliliği konusunda bütün bu hususlar dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir.
Somut olayda, davacının çalıştığı şubenin kapandığı, davacı işçi tarafından kendi el yazısı ile davalıya hitaben yazılan dilekçe ile … akdinin karşılıklı sona erdirilmesine ilişkin ikale teklifi yapıldığı ancak işçinin teklifinde kendisine işçilik hakları yanında ek menfaat ödemesi yapılmasını da istediği, bunun üzerine imzalanan bozma sözleşmesi ile davacıya tüm alacaklarına ilişkin brüt 17.998,97 TL ödeme yapıldığı, kıdemi ve son ücretine göre davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yaklaşık üç aylık ücreti kadar ek menfaat sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında imzalanan geçerli bozma sözleşmesi uyarınca davanın reddine karar vermek gerekirken kabul kararı verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı … Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 432,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 2.180,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.09.2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.