Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2018/10008 E. 2018/18413 K. 12.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10008
KARAR NO : 2018/18413
KARAR TARİHİ : 12.09.2018

MAHKEMESİ : … 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
MAHKEMESİ : … 28. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının Kasım 2010-Ocak 2016 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığını, 02.05.2016 tarihinde davalı nezdinde tekrar çalışmaya başladığını, ikinci dönem çalışmasının işveren tarafından 07.11.2016 tarihinde bildirimsiz ve tek taraflı olarak fesh edildiğini, yazılı bildirim yapılmadığını ileri sürerek yapılan feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesini ve işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ikinci dönemki kıdeminin altı aydan az olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 02.05.2016 tarihinde işe başladığının ispat edilememesi nedeniyle davacının altı aylık kıdemi haiz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının altı aylık kıdeminin bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla iş güvencesi hükümleri kapsamına girip girmediği uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek için en az altı aylık kıdeme sahip olmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre altı aylık süre aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süre birleştirilerek hesaplanır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasına göre altı aylık kıdemin hesaplanmasında aynı Kanunun 66’ncı maddesindeki süreler dikkate alınır. Altı aylık kıdem şartını öngören hüküm nispi emredici olduğundan, daha az kıdem şartını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Altı aylık kıdem işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih ile fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih arasında geçen süreye göre belirlenir.
İş güvencesi hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli altı aylık kıdemin belirlenmesinde, tazminat alacakları ödenerek tasfiye edilen veya tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde sona eren önceki dönem çalışma süresinin, takip eden yeni dönem çalışma süresine eklenip eklenemeyeceği meselesinin, Dairemizce kapsamlı olarak değerlendirilmesi sonucunda oluşturulan içtihat uyarınca, işçinin aralıklı önceki dönem çalışması, tazminatları ödenmek suretiyle tasfiye edilmiş veya tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde sona ermiş ise, sona erme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yeni çalışma döneminin başlamış olması halinde, aralıklı çalışmaların birleştirilmesi suretiyle altı aylık kıdemin hesaplanması gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacının davalı işveren nezdinde iki dönem çalışması mevcuttur. Dosyada yer alan sosyal güvenlik ve işyeri kayıtları uyarınca davacının ilk dönem çalışması, 05.11.2010-18.01.2016 tarihleri arasında, ikinci dönem çalışması ise 30.05.2016-07.11.2016 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Her ne kadar davacı, davalı nezdindeki ikinci dönem çalışmasının 02.05.2016 tarihinde başladığını ve dolayısıyla ikinci dönem çalışması bakımından altı ay kıdemi olduğu hususunu ispatlayamamış ise de; davacının ilk dönem çalışmasının 18.01.2016 tarihinde tazminatları ödenmek suretiyle tasfiye edilmiş olduğu; ikinci dönem çalışmasının ise sona erme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde başlamış olduğu sabit olduğundan, aralıklı çalışmaların birleştirilmesi suretiyle altı aylık kıdemin hesaplanması gerekmektedir. Bu halde, davacının aralıklı iki dönem çalışmalarının birleştirilmesiyle altı aylık kıdem şartını sağladığı anlaşıldığından, dosyanın esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten/sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.