Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/7698 E. 2017/10370 K. 08.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7698
KARAR NO : 2017/10370
KARAR TARİHİ : 08.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile son bulduğunu iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar süresi içerisinde taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin on birinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı ise fesih tarihi olmalıdır. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir. Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesini emeklilik koşulları sağlaması sebebiyle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı sabit ise de, emeklilik koşullarının sağlandığına ilişkin belgenin işverene sunulduğunun kanıtlanmamasına göre, dava konusu kıdem tazminatı alacağına dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde fesih tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmesi ile kıdem tazminatına yasal faiz talep edildiğinden en yüksek mevduat faiz oranını aşmamak üzere yasal faiz verilmesi gerekirken doğrudan yasal faize hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ayrıca hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkemece kabul edilen alacak miktarı 3.723,00 TL olmakla, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı yararına 1.500,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken 500,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olup bu hususlar bozma sebebi ise de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. ve 3. bentlerinin çıkarılarak yerlerine;
“1)Davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL kıdem tazminatının dava tarihi olan 13.11.2013 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiz oranını aşmamak üzere yasal faizi ile birlikte, ve 723,34 TL fazla mesai alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3)Karar tarihi itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesine göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” fıkrasının yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.