Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/5712 E. 2017/3789 K. 27.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5712
KARAR NO : 2017/3789
KARAR TARİHİ : 27.02.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 13.01.2014 tarihinde 3600 prim ödeme gün sayısı ve 15 yıl sigortalılık süresini doldurduğu için emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, ekmek dağıtımı işinde şoför olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, yaptığı usulsüzlükler nedeni ile doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebi ile 10.01.2014 tarihinde feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 13.01.2014 tarihinde emeklillik sebebi ile iş sözleşmesini feshettiği gerekçesi ile kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır.
Karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak ya da işçi tarafından emeklilik sebebi ile feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Ayrıca 4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, davacı emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğini belirtirken davalı taraf davacının doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları nedeni ile haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini savunmuştur. Davacı 09.12.2013 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verdiği dilekçede 3600 prim ödeme günü ve 15 yıl sigortalılık süresini doldurduğuna dair yazı verilmesini talep etmiştir. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı bu belgeyi, ilk kez 13.01.2014 tarihli emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğine ilişkin bildirim ile noter aracılığı ile davalıya gönderdiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf ise, davacının ekmek dağıtımına ilişkin 03-04-06-08-09-10.01.2014 ve 03.12.2013 tarihli irsaliyelerde usulsuzlük yaptığı ve haksız menfaat elde ettiği gerekçesi ile 10.01.2014 tarihinde, 4857 sayılı Kanun’un 25/2. maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshedildiğine ilişkin tutanak tutmuştur. Aynı tarihte Sosyal Güvenlik Kurumuna haklı sebep gerekçe gösterilerek davacının işten ayrılışı bildirilmiştir.Bu durumda fesih hakkının ilk kez davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeple davalının haklı fesih iddiasına ilişkin gösterdiği tüm deliller toplanmalı ve davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de, davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı ve noter aracılığı ile 13.01.2014 tarihinde gönderdiği emekliliğe ilişkin yazının, davalıya hangi tarihte tebliğ edildiği dosya içeriğine göre belirli olmamasına rağmen kıdem tazminatına 13.01.2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.