Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/5492 E. 2017/5565 K. 20.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5492
KARAR NO : 2017/5565
KARAR TARİHİ : 20.03.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 1993 yılından beri davalı bünyesinde hizmet vasıta şoförü olarak çalıştığını, 2007 yılında 8,5 ay, 2009 yılında 6,5 ay boyunca seçim kurulunda görev yaptığını, 2010 yılında merkez şefliğinde hizmet vasıtası şoförü olarak çalıştığını, halen davalı bünyesinde şoför olduğunu, 1993 yılında Orman İş Sendikasına üye olduğunu ve bu tarihten sonra toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığını, geçici görev ile gün içinde arazi çalışmalarına gönderildiğini ve işyerine dönüşünün mesai bitişinden sonraya rastladığını, bazen geçici görevle il dışına gönderildiğini, bazen 3 gün, bazen bir hafta, bazen de aylarca geçici görev ile şehir dışında kaldığını, geçici görevlendirildiği zamanlarda araç görev kağıdı ve taşıt görev emri düzenlendiğini, davacının 2009 yılına kadar geçici görev yolluk bildirimi yerine tazminat adı altında aylık düzenlenen “tazminata esas görev cetveli” düzenlenerek tazminat aldığını, arvento ile işyeri dışında görevli olunan saatlerin belirlenebildiğini, davacının, amirlerinin görevlendirilmeleri sırasında şoför olarak hizmet verdiğini, fazla çalışma ve hafta tatili ile genel tatil günleri çalışmaları için herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı ile aynı konumda bulunan orman işçisinin kazada vefatı sonrası mirasçıları tarafından açılan … İş Mahkemesinin 2007/160 esas-2008/113 karar sayılı dosyasında fazla mesai ve hafta tatili ile genel tatil ücretlerinin ödenmesine karar verildiğini öne sürerek davacının işe girdiği tarihten bu güne kadar ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 30.06.1993 tarihinde işe başladığını, 19.10.2007 tarihine kadar geçici mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını, 19.10.2007 tarihinden itibaren kalifiye daimi işçi kadrosuna atandığını, halen kalifiye kadrosunda sürekli işçi olarak görev yaptığını, 16.02.2009 tarihi itibari ile yürürlükte bulunan sendikaya üyeliğinin başladığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, davalının resmi kurum olduğundan toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak işçi istihdam etmesinin söz konusu olmadığını, alacaklarının tamamının ödendiğini, çalışmasının olmadığı dönem için izin hakkının bulunmadığını, ulusal bayram ve genel tatil alacağının olmadığını, izinlerinin kullandırıldığını, ücreti ödenmeyen, kullanılmamış izninin olmadığını ve izinlere ilişkin ödemenin yapılmış olduğu bordro kayıtlarından, puantaj kayıtlarından anlaşılabileceğini, davacının hiçbir ücret alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Kurum kayıtlarından davacının, davalı işletme müdürlüğü emrinde 30.06.1993 tarihinde geçici mevsimlik işçi statüsünde işe başladığı, 19.10.2007 yılına kadar devam ettiği, 19.10.2007 tarihinden itibaren kalifiye daimi işçi kadrosuna atandığı ve halen bu kadroda sürekli işçi olarak görevine devam ettiği taraf iddia ve savunmaları, tanık beyanları ile dosyaya sunulan puantaj kayıtları ve geçici görevlendirme yolluk bildirimlerinden davacının normal koşullarda haftanın 5 gününde 08:00-17:00, Cumartesi günleri de 08:00-13:00 saatleri arasında çalıştığı, belirlenen bu çalışma saatleri arasında bir saat ara dinlenmesi düşüldükten sonra haftalık fiili çalışma süresinin (5 gün x 8 saat) + (1 gün x 4,5 saat) =44,5 saat olduğu ve haftalık yasal 45 saatlik çalışma süresinin üzerinde fazla mesai yapılmadığı, geçici görev yolluk bildirimleri 02.11.2009 tarihinden sonraki dönem için dosyaya sunulmuş olup bu kayıtlarda görev tarihi, hareket saati ve dönüş saatleri, yolculuk giderine esas gün sayısı, günlük harcırah tutarının yer aldığı, bu kayıtlarda hareket saati 08:00 olduğu gibi 09-10-11-13-14 gibi değişik saatlerde de hareket edildiği, dönüş saatlerinin de değişkenlik gösterdiği, normal mesai bitimi olan 17:00’den önce dönüş yapıldığı gibi bu saatten sonra da dönüş yapıldığı, bu şekildeki görevlendirmelerin birbirini aralıksız takip eden günler şeklinde olmadığı, aralıklı olduğu, örneğin 2009 yılı Kasım ayında tarihlerin 2-3-5-9-10-11-12-18- 19-20-23-24-25 günlerine ilişkin olduğu, 4857 sayılı İş Kanununun 41 ve 63.maddelerindeki düzenlemelere göre ise haftalık çalışma süresi 45 saat olarak belirlendikten sonra, denkleştirmenin yapılmadığı hallerde haftalık 45 saati aşan sürelerin fazla mesai sayıldığı, denkleştirmenin yapıldığı hallerde ise günlük bazda 11 saati aşan sürelerin fazla mesai sayıldığı, sözü edilen kayıtlardan ise davacının günlük bazda fiilen 11 saati aşan çalışması tespit edilemediği gibi fiili çalışmaları birbirini takip eden günlerde gerçekleşmediğinden, haftalık 45 saati aşan çalışmasının da tespit edilemediği, işyeri merkezi dışına saat 09:00-10:00 gibi gönderilen davacının dönüşünün 18:00- 19:00’a sarkmasının fazla mesai yaptığını göstermediği, zira fazla çalışmanın ancak gece 7,5 saati, gündüz 11 saati ve haftalık 45 saati aşması durumlarında söz konusu edilebileceği, davacının görevle işyeri dışına gönderildiği yerden bir veya iki saat geç dönmesinin fazla çalışma yaptığını göstermediği bu nedenle fazla çalışma ücret alacağının reddi gerektiği, Geçici Görev Yolluğu Bildirimleri ve görevlendirme belgelerinden davacının 12.03.2007-14.07.2007 döneminde 9 hafta tatili, 01.01.2009-14.07.2009 döneminde 1 genel tatil, 01.01.2011-14.07.2011 döneminde 6 hafta tatili gününde fiilen çalıştığı gerekçesiyle fazla çalışma ücret alacağı talebinin reddine, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ise kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı işçinin fazla mesai çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşıt görev emirleri düzenlenen günlerde geçici görev yollukları düzenlenip ödendiği bir nevi fazla çalışmanın da karşılanmış olduğu, davacının normal koşullarda haftanın 5 gününde 08:00-17:00, Cumartesi günleri de 08:00- 13:00 saatleri arasında çalıştığı ve fazla mesai yapılmadığı, 02.11.2009 tarihinden sonraki dönem için dosyaya sunulan kayıtlara göre örneğin işyeri merkezi dışına saat 09:00-10:00 gibi gönderilen davacının dönüşünün 18:00-19:00’a sarkmasının fazla mesai yaptığını göstermediği, günde 11 saat haftada 45 saati aşan çalışma olmadığı belirtilmiş ise de, hesaplama yöntemi hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
Öncelikle 6245 sayılı Harcırah Kanunu madde 39’a göre ödenen geçici görev yollukları fazla çalışma karşılığı olarak ödenmemektedir. Bu nedenle fazla çalışma alacağı olup olmadığının belirlenmesinde dikkate alınması hatalıdır. Bu kabul ve her hafta normal mesainin hafta için 5 gün 8.00-17.00, Cumartesi günleri 8.00-13.00 olduğu esasına göre ve taşıt görev emri bulunan günler için bu belgelerdeki mesaiye erken giriş ve mesaiden geç çıkışlar da eklenerek günlük çalışma süresi bulunup ara dinlenme süresinin düşümü ile haftalık 45 saati yada günlük 11 saati aşan çalışma olup olmadığı belirlenerek sonuca gidilmelidir. Bir başka deyişle, hesaplama yapılırken taşıt görev emirlerinin düzenlendiği günler için örneğin göreve saat 10.00 da çıkılmış ise bile mesainin saat 8.00 de başladığı kabul edilerek ve taşıt görev emirlerindeki dönüş saati mesai bitimi olan 17.00 öncesi ise mesai bitimi 17.00 olarak, dönüş saati mesai bitiminden sonra örneğin 19.00 ise taşıt görev emrindeki 19.00 olan bu dönüş saati esas alınarak günlük ve haftalık çalışma süresi her hafta için ayrı ayrı hesaplanmalıdır.
Mahkemece belirtilen yönleri kapsayacak şekilde alınacak denetime elverişli ek rapor ve tüm dosya kapsamına göre davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı belirlenmeli ve fazla çalışma yapıldığının tespiti halinde tüm çalışma döneminin kayıtlar ile ispatlanmadığı dikkate alınarak takdiri indirim yapılması gerektiği gözetilmelidir.
Bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 20.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.