Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/5196 E. 2017/6206 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5196
KARAR NO : 2017/6206
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini belirterek sair işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacıların kendilerinin işçisi olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı kanuni süresi içinde davalı tarafça temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı işçinin, bayram ve tatil dönemlerinde çalışması ile fazla çalışma yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma ve tatil sürelerinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazl açalışma ve bayram ile ile tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacaklara dair iddianın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı ile birlikte işten çıkarılan, davalı işveren aleyhine dava açan ve menfaat birliktelikleri olan davacı tanık anlatımları dikkate alınarak, onların beyanları üzerine yapılan hesaplama ile davacının fazla çalışma süresi ve bayram ve tatillerde çalışması kabul edilmiştir. Davacı tanıkları husumetli olup beyanlarına ihtiyatlı yaklaşılması gerekir. Mahkemece dinlenen davalı tanıkların ise işyerindeki çalışma düzeni ve davacının çalışma gün ve sürelerine ilişkin beyanlarına başvurulmamıştır. Hal böyle olunca davalı tanıkları yeniden çağrılarak işyerinde 24 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde bir çalışma sisteminin bulunup bulunmadığı, davacının çalışma şekli ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı sorulmalı, dosya kapsamı ve söz konusu davalı tanık beyanları birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.