Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/39828 E. 2017/19338 K. 26.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/39828
KARAR NO : 2017/19338
KARAR TARİHİ : 26.09.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili davacının, davalı Belediye Başkanlığı’nda belirsiz süreli hizmet akdiyle çalıştığını, iş yerinde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmesinin tarafı Hizmet İş Sendikası üyesi olduğunu, davalı Belediye Başkanlığı ile Hizmet İş Sendikası arasında 01.10.2011-30 09.2014 tarihleri arası yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığını, ancak toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ek sosyal yardımlar dahil buna bağlı ücret alacaklarının ödenmediğini belirterek çalışmış olduğu dönem itibariyle Toplu İş Sözleşmesinden doğan her ay ücrete eklenmek suretiyle ödenen sosyal yardımlar dahil ücret ve ücret farkı alacağı, Toplu İş Sözleşmesinin olmadığı döneme ait ücret farkı, ikramiye ve sosyal yardımlar ile 6772 sayılı Kanundan doğan ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, 6111 sayılı Kanunun 166/1 maddesi uyarınca mevcut işçi kadrosunda azalmaya gidilerek, müvekkil Belediye bünyesinde görev yapan ve ihtiyaç fazlası olan 60 adet sürekli işçinin … İl Milli Eğitim Müdürlüğü sürekli işçi kadrolarına atandığını, eski yönetiminin, yasaya aykırı olarak davacının da aralarında bulunduğu 100’ün üzerinde işçiyi Belediye’de istihdam ettiğini, davacının ve beraberinde iş akdi feshedilen işçilerin işe alımlarında yasal prosedüre riayet edilmediğini, işe alınan işçilerin hiçbir şekilde fiilen işe gelmediğini ve çalışmamasına rağmen düzenli olarak maaşlarını aldığını, bu nedenle davacının talep ettiği alacakları hak etmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ve fazla süreli çalışma yapılıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Davalı Belediye ile Hizmet İş Sendikası arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesinin 34.maddesi “40 saatin üzerinde yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışma, kanuni haftalık çalışma süresinin üzerinde yapılan çalışmalar fazla çalışmadır. Fazla sürelerle çalışmalar ile fazla çalışmalar, işçinin rızası alınarak işçiler arasında hakkaniyet esaslarına göre ve aynı unvandaki işçiler arasından sırayla yaptırılır. Yapılacak her bir saat fazla sürelerle çalışma ile fazla çalışma için ödenecek ücret, normal çalışma ücretinin %100 fazlasıdır. Fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma ücretleri aylık ücretleri ile birlikte her ayın 15’inde ödenir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davacı, çalışma düzenine ilişkin açık bir beyanda bulunmamış, fazla çalışma ve fazla süreli çalışmalarının karşılığının ödenmediğini iddia etmiş; davalı ise davacının alacağının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; 4857 sayılı İş Kanunu ve sendikaya üye olduğu dönemler içinde Toplu İş Sözleşmesindeki hükümler esas alınarak toplamında haftalık 15.5 saat fazla çalışma ile fazla çalışma yapıldığı hesaplanmıştır. Davacının TİS’ten yararlanmadığı dönemler içinde ayrıca hesaplamalar yapılmıştır. Ancak hesaplamalar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacının fazla çalışma ve fazla süreli çalışmalarının belirlenmesine esas alınan tanıkların davalı belediyeye karşı açılmış davaları olduğu kendi beyanları ile sabittir. Davacı tanıklarının somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Bu doğrultuda, davacının tüm dönemler için fazla çalışma ile fazla süreli çalışma yaptığı ispatlanamadığından taleplerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 26.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan