Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/37685 E. 2018/27584 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/37685
KARAR NO : 2018/27584
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi …, tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Temmuz 2006 tarihinden itibaren şoför olarak çalıştığını, 24/05/2012 tarihinde davalı tarafından işten çıkarıldığını ileri sürerek tutarak kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, resmi tatil bayram çalışma ücreti ve fazla mesai ücreti talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili iş akdinin haklı sebeple İş Kanunu 25/2-g ve h maddeleri gereğince feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının bulunmadığını ve davacının yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarih, 2015/9241 esas, 2015/8536 karar sayılı ilamıyla; davacının tüm, davalının sair itirazları reddedilerek, fazla çalışma alacakları yönünden beyanları hesaplamalara dayanak alınan tanıkların aynı gün temyiz incelemesi yapılan diğer dosyalarda farklı ifadeler vermiş olmaları nedeniyle, söz konusu dosyalar getirtilmeden ve çelişki giderilmeden gerekçesi açıklanmadan ikinci defa alınan tanık anlatımlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, diğer dosyalar getirtilmek ve tanık beyanları yeniden alınmak suretiyle çelişki giderildikten sonra hesaplama yapılması için bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Somut olayda; bozma ilamında davacının tüm temyiz taleplerinin reddine karar verilmiş olup, fazla çalışma alacağı konusunda bozma öncesinde belirlenen tutar davalı lehine usulü kazanılmış hak teşkil eder. Bozma öncesinde hüküm altına alınan fazla çalışma alacağı usulü kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak bozma sonrasında daha yüksek olarak belirlenmiş olup, kararın bozulması gerekmektedir.
3-Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E., 2007/611 K.).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonra da Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 esas-604 karar ve HGK. 2012/9-851 esas 2012/705 karar 10.10.2012 sayılı kararlarında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Somut olayda mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı, ulusal bayram genel tatil ücreti ve yıllık izin alacağı talepleri hakkında da açıkça hüküm kurulması gerekirken hüküm fıkrasında bu talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.