Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/34840 E. 2018/200 K. 16.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/34840
KARAR NO : 2018/200
KARAR TARİHİ : 16.01.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat … ile karşı taraf adına vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2016 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında, bozma sebeplerine yer verildikten sonra, ilamın son paragrafında “… Karar verirken, davacının temyizinin münhasıran fazla mesai ücretine ilişkin olması, davacının gerek bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, gerekse bu hususları temyize getirmemesi, hafta tatili, milli bayram ve genel tatil ücretlerine ilişkin bozmanın davalının temyiz itirazları kapsamında yapılması nedenleri ile hafta tatili, milli bayram ve genel tatil çalışma ücretleri bakımından miktar itibari ile davalı yararına kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak bozma öncesi miktarlar aşılmamalıdır.” şeklinde açıklama yapılarak, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakka dikkat edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bozmadan önceki hükümde, hafta tatili ücreti alacağının 2.711,00 TL, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının 479,00 TL tutarında hüküm altına alınmış olmasına rağmen, bozmadan sonraki hükümde hafta tatili ücreti alacağının 3.687,87 TL, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ise 684,38 TL tutarında hüküm altına alınması, yukarıdaki paragrafta yapılan açıklamalar nazara alındığında, usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olmuştur. Anılan sebeple, 08/10/2015 tarihli hükümde olduğu gibi, hafta tatili ücreti alacağı 2.711,00 TL, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ise 479,00 TL tutarında hüküm altına alınmalıdır.
3-Bozmadan sonraki hükme esas alınan 11/01/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, brüt tutardaki fazla çalışma ücreti alacağının net miktarının tespit edilmesinde, uygulanan kanuni kesintilerin denetime açık bir şekilde gösterilmemesi bir diğer hatalı yöndür.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.