YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/31101
KARAR NO : 2020/4675
KARAR TARİHİ : 10.03.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/06/2001-02/04/2014 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı, hak ettiği bir takım ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş akdini haklı sebeple feshettiği, fazla çalışma ve genel tatil çalışması yaptığı, yıllık izin kullandırılmadığı iddiası ile kıdem tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta; Davacı fazla çalışma yaptığını iddia etmiş, delil olarak tanık deliline dayanmıştır. Karara dayanak raporda da tanık beyanlarına göre tüm çalışma döneminde davacının 07:30-20:00 saatleri arasında haftanın 6 günü çalışarak haftalık 21 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, davacı tanığı Mahmut Duman’ın davacının bacanağı olduğu ve davacıdan duyumuna dayalı olarak beyanda bulunduğu, diğer davacı tanığının ise davacı ile birlikte 1,5 yıllık çalışmasının olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Dinlenen davacı tanıklarının bilebilirlik durumları dikkate alındığında, davacının bacanağı olan tanığın fazla çalışmaya esas günlük ve haftalık tüm çalışmasını bilmesi beklenemez. Diğer davacı tanığı ise davacı ile 1,5 yıllık birlikte çalışması bulunmaktadır.
O halde, mahkemece davacı tanığı Mahmut Duman’ın beyanına itibar edilmeksizin, diğer davacı tanığının davacı ile birlikte çalıştığı 1,5 yıllık dönem belirlenerek bu dönem için davacı tanık beyanına göre haftalık 21 saatlik fazla çalışma süresi karşılığı, bu dönem dışında kalan süreler için davalı tanık beyanına göre davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı değerlendirilerek belirlenecek fazla çalışma süresi karşılığı fazla çalışma ücreti, bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirilen dönemler dışlanmak suretiyle, dava ve ıslaha karşı zamanaşımı itirazları da dikkate alınarak hesaplanıp hüküm altına alınması gerekir.
Mahkemece belirtilen husus gözetilmeksizin verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 10/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.