Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/2979 E. 2020/8164 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2979
KARAR NO : 2020/8164
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı asıl işveren … Belediyesi kanalizasyon bölümünde şoför olarak, değişen alt işverenler nezdinde 21/01/2014 – 31/12/2014 tarihleri arasında çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce, müvekkili belediyenin su ve kanalizasyon müdürlüğünde hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, işyeri olan su ve kanalizasyon müdürlüğünün … Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne kanun gereği devredildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu alacaklardan sorumlu olmadığını ve taleplerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında; davacının fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatilinde çalışma yapıp yapmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatilinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı, ulusal bayram genel tatili ile hafta tatilinde çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, Mahkemece davacının tanıklarından bir tanesinin davacı ile aynı birimde çalışmadığı, diğer tanığın ise davacı ile bir dönem aynı birimde çalıştığını birlikte çalıştıkları dönemde 08:00-19:00, 19:00-08:00 arasında iki vardiya halinde çalışıldığının, bir gün gündüz bir gün gece çalışıp bir gün istirahat yaptıklarını beyan etmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki iddiası ve tanık beyanlarının açıkça birbirinden farklı olduğu bu nedenle davacının çalışma şekline yönelik iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil taleplerinin reddine karar verilmiş ise de davacının şoför olarak davalı belediyede değişik birimlerde çalıştığı, tanıkların kendi bölümlerindeki çalışma şeklini ifade ettikleri tespit edilmiştir.
Ayrıca davacı tanığı … hakkında haftada 8 saat fazla mesai yaptığı, ulusal bayram genel tatiller yönünden de çalışılan gün oranına göre 2/3 oranında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış rapora uygun kurulan hüküm Dairemizin 2017/35001 esas, 2017/15305 karar sayılı 21.06.2017 tarihli ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.
Tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süreler ile bağlı kalınmak suretiyle davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile taleplerin reddi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.