Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/29720 E. 2020/6157 K. 09.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29720
KARAR NO : 2020/6157
KARAR TARİHİ : 09.06.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/01/2008-31/12/2010 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde diğer davalıya ait … Çocuk Hastanesinde çalıştığı, yeni ihaleyi alan şirketin çalıştırmayarak iş akdinin feshi üzerine açtığı işe iade davasında işe iade karar verildiği, kararın kesinleşen işe iade ilamı gereği işe başlatma talep etmesine rağmen işe başlatılmayarak iş akdinin feshedildiği iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davada hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve … İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut olayda; Davalı tanık deliline dayanmış ve tanıklarının isim ve adreslerini ön inceleme duruşmasından önce cevap dilekçesinde bildirmiş ancak gider avansı yatırmamıştır. Davalı vekilinin katılmadığı ön inceleme duruşmasında ise sadece davacı vekiline tüm delillerini sunması, bildirilen tanıkların hangi konuda dinletileceğini açıklaması, bildirilmediği takdirde tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılacağı yönünde süre verilerek davacı vekili ihtar edilmiştir. Davalı vekiline bu yönde bir süre verilip ihtar da yapılmadığı halde, 08/10/2015 tarihli duruşmada davalı vekilinin tanık bildirmesine rağmen masraf yatırmadığı gerekçesi ile tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi savunma ve hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması niteliğindedir.
Davalıya tanıkların dinlenmesi için gerekli tanık ücreti, tebligat gideri ve gerekiyor ise talimat giderleri de hesaplanarak yatırması gereken gider avansını yatırması, yada tanıklarını hazır etmesi, aksi takdirde tanık dinletme talebinden vazgeçilmiş sayılacağı hususunda davalı vekilinin usulüne uygun şekilde ihtar edilmesi, davalının gider avansını yatırması yada tanıklarını hazır etmesi halinde davalı tanıklarının dinlenmesi, tüm dosya kapsamına göre yapılacak değerlendirme ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
2-Kabule göre de, dava dilekçesinde yol ve yemek yardımı ödemesi yapıldığı iddia edilmediği halde bilirkişiye rapor düzenlemek için gelmiş başka dosyalardan edinilen bilgilere göre yol ve yemek ücreti belirlenerek ücrete eklenmesi talep aşımı mahiyetindedir. Bu nedenle yol ve yemek yardımı eklenmeden belirlenen ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden verilen karar hatalı olup sair hususlar incelenmeksizin bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, sair hususlar incelenmeksizin yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı … Tic. A.Ş.’ye iadesine 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.