Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/29629 E. 2020/6431 K. 11.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29629
KARAR NO : 2020/6431
KARAR TARİHİ : 11.06.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı işyerinde 01.03.2012 – 27.02.2015 tarihleri arasında haftanın beş günü, dini ve resmi bayramlarda olmak üzere saat 08:30 – 23:00, cumartesi günleri saat 08:30’dan pazar sabah saat 07:00’ye kadar 1 saat ara dinlenmesi ile fabrika kalite kontrol uzmanı olarak asgari ücretle çalıştığını, yemek ve yol parasının işveren tarafından ödendiğini, bu dönemde son yıllık izninin kullandırılmadığını, sürekli fazla çalıştırılmasına karşılık aylık 50,00 – 60,00 TL gibi bir rakamın elden kendisine fazla çalışma ücreti olarak ödendiğini, şirket sahibi tarafından işten kovulduğunu belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalı işveren şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında iş akdinin feshinin haklılığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı, işyeri sahibi tarafından işten kovulduğunu, iş sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının 12.02.2015 tarihinde işyerini terk ettiğini, ertesi gün işe gelmediğini ve bu tarihler için rapor aldığını, ardından 16.02.2015 – 25.02.2015 tarihleri arası içinde rapor aldığını, rapor bitiminde üst üste iki gün işe sebepsiz gelmediğini, bu sebeple iş sözleşmesinin müvekkil tarafından haklı nedenle sona erdirildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının iş akdini fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacı; dava dilekçesinde iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini iddia etmesine rağmen mahkemece davacının iddiasının dışına çıkılarak işçilik alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 26 gereği taleple bağlılık ilkesine aykırıdır. Dosyada mevcut devamsızlık tutanaklarına, devamsızlığı doğrulayan tanık beyanlarına, işverenin davacıya varsa mazeretini bildirmesini istediği ihtarnameye davacının cevap vermemesine göre, işveren akdi haklı nedenle feshettiğini ispatlamıştır. Hal böyle olunca kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu fazla mesai alacağının hesaplanması yönündendir.
Davacı, davalı işyerinde haftanın beş günü saat 08.30 – 23.00, cumartesi günleri 08.30′ dan pazar sabah saat 07.00′ ye kadar bir saat ara dinlenmesi ile çalıştığını beyanla fazla çalışma alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davacının çalışma saatlerine ilişkin beyanlarının gerçek dışı olduğunu, ödemelerin puantaj kayıtlarına uygun yapıldığını savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafından dosyaya sunulan bordrolarda, fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunmadığını, davacının ödendiğini belirttiği aylık 50,00 – 60,00 TL civarındaki fazla çalışma ücreti ödemelerinin hesaplamadan düşüldüğünü belirterek tanık beyanlarına göre fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır.
Dosya kapsamındaki davacı tanıkları; işyerinde normal mesainin hafta içi 9 saat olduğunu, 1 saat ara dinlenmesi verildiğini, haftanın 3 günü 22.00′ a kadar mesai yaptıklarını, cumartesi günleri çalışıldığında bazen öğlene kadar bazen akşamüstüne kadar bazen de gece yarısına kadar çalıştıklarını, pazar çalışması olmadığını, ayda 2 defa sabaha kadar çalışma olduğunu ifade etmişlerdir. Her iki davacı tanığı da davalı işyerinde sadece 2012 yılında 8 ay kadar çalıştıklarını belirtmişlerdir. Davalı tanığı ise 2014 Nisan ayında çalışmaya başladığını hafta içi 9 saat çalışıldığını, ayda bir cumartesi öğlene kadar çalışıldığını, ayda bir ya da iki gün 1 – 1,5 saat fazladan mesaiye kaldıklarını ifade etmiştir.
Bilirkişi raporunda davacı tanıklarının 2012 yılında 8 ay kadar işyerinde çalıştıkları, davalı tanığının da 2014 yılı Nisan ayında işe başladığı gözetilerek 2013 yılının tamamı ve 2014 yılının Nisan ayına kadar olan dönem fazla çalışma olgusu ispatlanamadığından hesaplama dışı bırakılmış fakat 2012 yılının tamamı için davacı tanık anlatımlarına dayanılarak fazla çalışma alacağı hesabı yapılmış ve mahkemece bu hesaplama hükme esas alınmıştır.
Somut olayda, davacı tanıkların 2012 yılında davacı ile birlikte çalıştıkları süreler itibariyle fazla mesai alacağı yönünden hesaplama yapılması gerekirken 2012 yılında tanıkların davacı ile çalışmadığı sürelerin de dikkate alındığı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.