Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/29532 E. 2020/6677 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29532
KARAR NO : 2020/6677
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan …Yemek Zirai Ürünler Öğrenci Yurtları Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde son olarak kazmacı ustası olarak çalıştığını, iş akdini ücret alacakları ödenmediğinden işverene çektiği ihtarname ile sona erdirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı … vekili; kurumun işveren sıfatının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Yemek Zirai Ürünler Öğrenci Yurtları Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili; davacının ücretlerinin bordrolarda gösterilerek ödendiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını savunarak davanın reddine karar verilmişini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalılardan …Yemek Zirai Ürünler Öğrenci Yurtları Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre, davacının tüm, davalı şirketin aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağına hak kazanıp kazanamadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalıştığı süre boyunca yıllık ücretli izinlerinden sadece 14 t 14 gün kullanabildiğini iddia etmiş, davalı tarafça davacının yıllık izinlerini kullandığı ifade edilerek dosya içerisine bir kısım izin belgeleri sunulmuş ve mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davacının hak ettiği yıllık izinlerini kullandığı tespit edilerek yıllık izin ücretine hak kazanmadığı belirtilmiş olup davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyanında yıllık izin belgelerinin zorla, baskı altında işten atılma korkusuyla imzalattırıldığını ifade etmiş ve davacı tanıklarından Kasım Yanardöner’in “ yıllık izinlerimizi kullanmazdık. Ben 5 yıl çalıştım ancak hiç yıllık izin kullanmadım “ …’ın da “gerek davacıya gerek tüm işçilere yıllık izni kullandığına dair imza attırılırdı, atmazlarsa işten çıkarılacağı söylenirdi “ şeklinde ki beyanı karşısında mahkemece iş yerinde işçilere yıllık izin kullandırılmadığı, yıllık izin kullandırılmış gibi belgelere imza attırıldığı, işten çıkarılmakla tehdit edilen işçilerin iradelerinin fesada uğratıldığı gerekçesiyle 4 yıl 5 ay kıdemi olan davacının 4 kez 14 gün üzerinden 56 gün yıllık izne hak kazandığı kabul edilmiştir. Ancak tanıklardan sadece bir tanesinin işten çıkartılma tehdidiyle belgelere zorla imza attırıldığı yönünde beyanı bulunmakta ise de bu beyanın da görgüye dayalı olmadığı anlaşılmakla izin belgelerinin zorla imzalattırıldığının ispatına yeterli olmadığı gibi davacının dava dilekçesinde izin belgelerinin zorla imzalattırıldığına yönelik bir iddiası bulunmayıp bilirkişi raporuna itiraz edilirken davacı vekilince bu yönde bir iddiada bulunulmuştur. Bu itibarla dosya içerisindeki yıllık izin belgelerine itibar edilerek değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde ki gerekçeyle karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ayrıca davacının dava dilekçesinde 14 + 14 gün izin kullandığını başkaca izin kullanmadığını iddia etmesi karşısında mahkemece HMK’nun 26.maddesine aykırı bir biçimde talep aşılarak davacının kıdemi dikkate alınarak 4 yıl için 14 gün üzerinden 56 gün izin ücretine hak kazandığının kabul edilmesi de talep aşımı olup bozma sebebidir.
Mahkemece anılan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.