Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/29484 E. 2020/6196 K. 09.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29484
KARAR NO : 2020/6196
KARAR TARİHİ : 09.06.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 01/07/2008-16/05/2015 tarihleri arasında mağaza görevlisi ve kasiyer olarak çalıştığını, davacının son brüt ücretinin 2.550,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini beyan ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının mağaza sorumlusu olarak 2.320,00 TL brüt ücretle çalıştığını, daha önce yazılı ve sözlü olarak birçok kez uyarılmış olmasına rağmen satış alanında çürümüş ve raf ömrü dolmuş meyve sebze ürünlerinin tespit edildiğini, diğer personelin dolabında bulunan fişler incelendiğinde, müşteriler aynı üründen bir tane aldığı halde fişlere iki ürün yansıtıldığını, davacının bir ürünün iadesini yaparak elde edilen ücret ile fire ürünleri kasadan geçmek suretiyle fireyi azalttığını, kasa açığını diğer personelin kredi kartı ile kapattığını, temizlik malzemesi olarak market çalışanlarının kullanımı için ayrılan ürünlerin iadesini yaptığını, bu işlemlerle envanter açığını düzelttiğini savunmasında kabul ettiğini, süresi geçtiği için satıştan kaldırılması gereken ürünlerin fire kaydı yapılarak barkodları teslim edildikten sonra imha edilmesi gerekirken, davacının fireyi bölerek bildirdiğini, böylece fireyi az göstermeye çalıştığını, davacının savunmasında bu durumu kabul ettiğini, davacının bu davranışlarının işverenin güvenini kötüye kullanmak mahiyetinde olup, doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan eylem olduğunu, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının kıdem tazminatı ile ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 396. maddesinde işçinin sadakat borcu düzenlenmiş olup, buna göre “işçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır” (m.396/1).
Somut uyuşmazlıkta, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından İş Kanunun 25/II (e ) ve (ı) alt bentlerine göre işverence feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Yapılan yargılama sonucunda, işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispat edemediği sonucuna varılarak davacı işçi lehine kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiş ise de, dosyada mevcut imzalı görev tanımına göre davacının işyerinde “mağaza sorumlu yardımcısı” olarak çalıştığı tespit edilmektedir. Davalı işveren tarafından sunulan fesih yazısı, tutanaklar ile davacıya ait savunma yazıları incelendiğinde, davacının rafta çürümüş sebze ve meyveleri kaldırmadığı, fire ürünlerinin kaydını yaparak barkodlarını teslim etmesi gerekirken etmediği, firelerin bir kısmını yazıp bir kısmını farklı bir günde bildirmek suretiyle fireyi az göstermeye çalıştığı, envanteri düzeltmek amacıyla 100 TL kasa açığını personelin kredi kartından 155 TL çekerek açığı gidermeye çalıştığı, normalde çalışanlara tahsis edilen temizlik çay vs ürünlerin iadesi mümkün olmadığı halde, bunların fazla olduğu ve kullanılmadığı gerekçesiyle iadesini yaparak iade bedeli ile fire ürünleri satış olarak gösterdiği böylece fireyi azalttığı anlaşılmakta olup, işçinin güveni kötüye kullanmak şeklindeki bu davranışlarının doğruluk ve bağlılık ile bağdaşmayan davranışlar olduğu açıktır. Davacı el yazılı savunmalarında özellikle kasa açığını personel kartı ile kapattıklarını, fire kaydı yapmadığını, temizlik vs ürünlerin iadesini yapıp sonra bunların bedeli ile envanteri düzelttiğini açıkça ifade etmiş olup, davacının bu davranışlarının doğrudan maddi bir menfaat temin etme amacına yönelik olması da şart değildir. İşverenin güveninin kötüye kullanılması, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceğinden, işçinin sağladığı veya sağlayabileceği ekonomik yararın azlığı veya çokluğunun fesih sebebinin oluşmasında etkili olmayacağı dikkate alınmalıdır. Önemli olan husus işverenin çalışanına karşı olan güvenini yitirmesi olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Açıklanan ilke ve esaslara göre değerlendirme yapılacak olursa, tüm dosya kapsamından iş sözleşmesinin işçinin doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan davranışları sebebiyle davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakta olup, mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.