Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/29385 E. 2020/6349 K. 10.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29385
KARAR NO : 2020/6349
KARAR TARİHİ : 10.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01/05/2001 tarihinde üretim bölümünde beyaz peynir ustası olarak işe başladığını, bu çalışmasının emeklilik nedeniyle sona erme tarihi olan 14/08/2014 tarihine kadar bilfiil ve aralıksız olarak devam ettiğini, müvekkilinin işyerinde haftanın yedi günü çalıştığını, fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve dini bayramların birinci günü hariç olmak üzere resmi bayram günleri dahil olmak üzere aynı şekilde çalışmaya devam ettiğini ancak fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, genel tatil ve dini bayram tatillerine ilişkin ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, banka aracılığıyla hiç aksatılmadan alacaklarının ödendiğini, ayrıca taleplerinin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve fazla mesai süresinin hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacı mandıra işletmesi olan davalıya ait işyerinde, peynir ustası olarak çalışmış olup, dava dilekçesinde davalıya ait … Beldesindeki işyerinde saat 07.30-21.00 saatleri arasında, yeni işyerine taşınılmasından sonra ise 07.30-19.30/20.00 saatleri arasında, haftanın 7 günü, günde 13-14 saat çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma ücreti alacağı talep etmiştir. Davalı ise fazla çalışma iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının 08.00/08.30-17.00/17.30 saatleri arasında çalıştığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın 7 günü 08.00’de işe başlayıp davacının …’te çalıştığı 2011 yılı başına kadar 20.00’a kadar günde 12 saat çalıştığı ve 1,5 saat ara dinlenmenin mahsubu ile günde 10,5 saat çalıştığı ve ayrıca hafta tatili talep ettiğinden ve bu talep hafta tatili hesabında değerlendirileceğinden, davacının haftanın 6 günü toplam 63 saat çalıştığı, hafta tatili kullanmadığı günlerde de 3 saat fazla mesai yaptığı ve dolayısı ile davacının haftada 66 saat çalıştığı, yasal çalışma süresi olan 45 saatin 21 saat aşıldığı; 2011 yılı başından itibaren ise davacı 08.00-19.00 arası günde 11 saat çalıştığı ve tüm tanık beyanlarına göre toplamda 1,5 saat ara dinlenmenin olduğu ve mahsubunda günde 9,5 saat çalıştığı ve 6 günde 57 saat çalıştığı, hafta tatilinde de 2 saat fazla çalıştığı dolayısı ile 59 saat haftada çalıştığı ve yasal çalışma süresi olan 45 saatin 14 saat aşıldığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır.
Ancak fazla mesai saatleri konusunda davacı tanıklarının beyanları arasında bir uyum bulunmamaktadır. Özellikle davacı tanığı … 2011 yılından sonra davacının yeni işyerindeki çalışma saatleri konusunda 08.00’da çalışmaya başladığını, 16.30’a kadar çalıştığını, bu saatte ara verdiğini daha sonra saat 21.00’dan sonra işe geldiği 2-3 saat çalıştıktan sonra ayrıldığını, ertesi gün saat 09.00-10.00 gibi işe geldiğini belirtmiştir. Diğer tanıklar ise bu dönem için davacının ortalama 08.00’da işe başlayıp 19.30-20.00’a kadar çalıştığını belirtmişlerdir. Her ne kadar Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının bu dönem için 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmiş ise de, tanık beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, belirtilen dönem için davacının haftanın 7 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.