YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29343
KARAR NO : 2020/6001
KARAR TARİHİ : 08.06.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 2009 yılında çalışmaya başladığını, 06/07/2015 tarihine kadar işçi olarak çalıştığını, davacının maaşının 1.200,00 TL’den 980,00 TL’ye düşürülmesi ve ayrıca 6 yıldır sürekli fazla mesai yapılmasına rağmen fazla mesai alacaklarının ödenmemesi, 6 yıldır izin kullandırılmayarak yıllık izin paralarının ödenmemesi ve resmi tatillerde çalışma karşılığı alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davalı işyerinde çalışmak iken iş akdinin feshedildiği, davacı tarafça iş akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin iddia edildiği, davalı tarafça davacının devamsızlık yaptığının savunulduğu, devamsızlık tutanaklarının ibraz edildiği, davacı tarafça verilen kesin süre geçirildikten sonra tanık listesi verildiği, davalının süresinden sonra bildirilen tanıkların dinlenmesine muvafakat etmediği, bu nedenle davacı tanıklarının dinlenmediği, davalı tarafça davacının devamsızlık yaptığının tanık beyanları ve tutanaklarla ispatlandığı, bunun aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışması yapıldığının ispatlanamadığı, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığının veya ücretinin ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle yıllık izin ücreti alacağının kabulüne diğer alacakların ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
Aynı ilkeler ulusal bayram genel tatil ücret alacağı içinde geçerlidir.
Somut olayda; davacı haftada 6 gün 07.00-19.00 saatleri arasında ve dini bayramlar hariç ulusal bayram genel tatil günleri çalıştığını iddia etmektedir. Mahkemece, davacının fazla mesai yaptığını ve genel tatil günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığından taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı tanıklarını süresinde bildirmediğinden tanıkları dinlenmemiş olup davalı tanıklarından … ” davalı iş yerinde tek vardiya varda saat 08.00 de çalışmaya başlar saat 17.00′ e kadar çalışırdık saat 17.00’den sonra haftada 1 defa yükleme olursa 2 saat daha çalışırdık fazla mesai ücretleri elden ödenirdi, haftada 6 gün çalışır 1 gün izinli olurduk, dini bayramlarda çalışmazdık, diğer resmi tatillerde çalışırdık bunların ücretleri yine elden ödenirdi, ” … ise ” iş yerinde saat 08.00-17.00 saatleri arasında çalışırdık çok nadir saat 17.00’den sonra fazla mesai yaptığımız olurdu o zamanda fazla mesai ücretimiz elden ödenirdi, dini bayramlarda çalışmazdık diğer resmi tatillerde çalışırdık ücretleri elden ödenirdi, haftada 6 gün çalışırdık pazar günü tatildi,” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Yargılama esnasında dinlenen davalı tanık beyanlarına itibar edilerek davacının haftada 6 gün 08.00-17.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile 3 saat fazla mesai yaptığı ve dini bayramlar dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının kabulü ile fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağının hesaplanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile taleplerin reddi hatalı olup bozma sebebidir.
3-Davacının iş akdinin feshi konusu taraflar arasında diğer bir uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. Ücreti ödenmeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’ nun 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz.
Davacı işçi, dava dilekçesinde 06.07.2015 tarihine kadar çalıştığını, ücretinin düşürüldüğünü ve ücret alacakları ödenmediğinden iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ettiği, davalı işverenin davacının devamsızlık yapması sebebi ile iş akdini haklı nedenle feshettiklerini savunarak 01.07.2015-03.07.2015 tarihleri arasında davacının işe gelmediğinden bahisle tutanak tuttuklarını bu nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteme hakkı olmadığını ve bu tutanaklara ilişkin 06.07.2015 tarihinde davacıdan gelmediği günlere ilişkin mazereti varsa üç gün içinde bildirmesinin istendiği ihtarname çektikleri ve ihtarnamenin davacıya 21.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 24.07.2015 tarihinde davacının işten çıkışının bildirildiği ve 2015 Temmuz ayına ilişkin 0 gün prim ödemesi gözüktüğü, dinlenen davalı tanıklarının tutanak tanıkları olmadığı ve davalı tanıklarından …’in, “davacı kendi isteğiyle işten ayrıldı işten ayrılmadan 1 hafta önce bayram tatiliydi bana ayrılacağını söyledi bende ev kredisi ödediğini belirtelerek ayrılmamasını istedim, ancak ikna edemedim bana davacı işin ağır olduğunu başka bir iş arayacağını söylemişti, bayram tatilinden sonra yaklaşık 1 hafta kadar çalıştı sonra işe gelmedi, bu şekilde işten ayrıldı.” şeklinde, …’in ise “davacı benim yanımda sorumlu olan …’a söylendi, davacının evi iş yerine uzaktı 2 araç değiştirmesi gerekiyordu bu nedenle zorlanıyordu davacı daha önce başka bir yerde oturmaktaydı evini taşıyınca zorlanmaya başladı, … kendisine gitme dedi ancak davacı o günden sonra işe gelmedi,” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Dosya içeriğinde yer alan belgeler ve özellikle davalı tanık beyanlarından davacının iş yerini terk etmek sureti ile iş akdini kendisinin feshettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre yukarıdaki bentte yer alan bozma gereğince davacının hesaplanacak olan fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmediğinin anlaşılması halinde fesih tarihi itibari ile hak ettiği halde ödenmeyen ücret alacakları sabit olacağına göre, iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı sebebe dayandığı kabul edilmeli ve kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken hatalı gerekçe ile anılan yönler düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.