Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/29084 E. 2020/7198 K. 18.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/29084
KARAR NO : 2020/7198
KARAR TARİHİ : 18.06.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine işçi tarafından haklı sebeple son verildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici ve özellikle temyiz sebeplerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının yıllık ücretli izin alacağı olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür.
Somut uyuşmazlıkta; davacı hizmet süresine göre 28 gün yıllık ücretli izne hak kazanmış olup davalı işverence kullandırıldığı ya da fesihten sonra ücretinin ödendiği ispatl edilemediğinden bu alacağın hüküm altına alınması gerekirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bu hsusuta tespiti olmadığı gerekçesiyle talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davacının ödenmeyen ücret alacağı olup olmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının banka hesabına genellikle asgari ücret düzeyinde ücret yatırıldığı ancak birkaç ay fazla ödeme yapıldığı, fazla ödemelerin de ne için yapıldığının belirlenemediğ açıklanmıştır. Davalı işveren, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince 2013 yılının Eylül ayında yapılan ve 2013 yılının Haziran ayına kadar olan dönemi kapsayan teftiş nedeniyle hazırlanan rapor doğrultusunda davacıya ücret alacağının yatırıldığını, banka hesabına yapılan fazla ödemelerin nedeninin bu husus olduğunu savunmuştur.
Mahkemece asgari ücretten fazla ödeme yapılan aylarda yatırılan fazla miktarların teftişte belirlenen ücret alacağına ilişkin olduğu yönündeki davalı savunması üzerinde durulup, davalıya fazla ödemelerin neye ilişkin olduğunu belgelendirmesi için yöntemince kesin süre verilmesi ve davalı yanca belgelerin sunulması halinde aldırılacak ek rapor ile fazla ödemelerin miktarının ve neye ilişkin olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre hesaplanan ücret alacağından mahsubu gereken bir miktar olup olmadığının belirlenmesi gerekirken davalının savunması üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Taraflar arasında bir başka uyuşmazlık davacının fazla çalışma süresi bakımındandır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her aydeğişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda diğer yılların yanı sıra 2015 yılı için de davacı tanık anlatımlarına göre haftada 15 saat fazla çalışma hesaplanmıştır. Ne var ki, davacı ile birlikte 2015 yılında çalışan davacı tanığı bulunmamaktadır. Tanıkların beyanlarına ancak işçi ile birlikte çalıştıkları dönem bakımından itibar edilebilir.
Açıklanan sebeple, davalı tanığının mesainin haftanın 6 günü 09.00-18.00 saatleri arasında olduğuna yönelik anlatımından hareketle, 2015 yılı için davacının haftada 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü yerine bu yıl bakımından da haftada 15 saat fazla çalışma hesaplanması hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.