YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28811
KARAR NO : 2020/5101
KARAR TARİHİ : 17.03.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davalı … Merkezi vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/03/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. Duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 12.07.2007-18.11.2013 tarihleri arasında sağlık teknikeri olarak kesintisiz çalıştığını, müvekkiline ayda net 2.000,00 TL ödendiğini, sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığını, maaşının asgari ücret kısmının banka aracılığıyla geri kalan kısmın elden ödendiğini, ücretlerinin geç, düzensiz ve ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin 18.11.2013 tarihinde haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin hafta içi saat 08.00-18.00 cumartesi saat 08.00-14.00 arasında olmak üzere haftada 56 saat çalıştığını, ayda 3-4 defa 24 saat nöbet tuttuğunu, Ekim ayı maaşının, Kasım ayına ait 13 günlük maaşının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını, davacının normal vardiya dışında fazla mesai yapmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirkette yeterli personel olduğundan fazla çalışmanın yapılmasına ihtiyaç olmadığını, davacı işçinin son aylara ilişkin yaptığı fazla çalışmalarının karşılığının ödendiğinin görüleceğini, davacının ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığını, vardiya sistemine göre çalışanların ücretinin ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacının bir an için haklı olduğu kabul edilse bile davacının diğer davalı bünyesindeki çalışmasının 2013 yılında son bulduğunu, müvekkili işyerinin devraldığı tarihin ise 2015 yılı olduğunu, yani davacının sözleşmesi devir işleminden önceki bir tarihte sona erdiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacı ve davalı şirketin tüm, dahili davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava dilekçesinde, dava … Tıp Merkezi Özl. Sağ. Hiz. Tes. Tur. San. Tic. A.Ş’ne yöneltilmiştir. Yargılama safahatında ise, davacı vekili, davalı sıfatıyla Oden Özel Sağlık Ürünleri Tur.Özel Eğt. Hiz. ve İnş. Taah. A.Ş’nin de davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, talep doğrultusunda işlem yapılarak anılan şirket davaya dahil edilmek suretiyle yargılama sürdürülmüş ve tavzih kararı ile davalılar hüküm altına alınan alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır.
Ne var ki, usul hukukumuzda, gerçek veya tüzel kişilerin sonradan davaya dahil edilerek taraf haline getirilmesine imkan sağlayan bir düzenleme bulunmamaktadır (Dairemizin 21/06/2016 tarihli ve 2015/16098 esas, 2016/18570 karar sayılı ilamı). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesinde, davada taraf değişikliğine ilişkin hüküm düzenlenmiş olup, somut olayda bu maddenin uygulanmasına imkan yoktur. Nitekim eldeki davada, taraf değişikliği değil, dava dilekçesiyle davanın yöneltildiği davalının yanında, başka bir tüzel kişiliğe de davanın yöneltilmesi söz konusudur. Anılan sebeplerle, hakkında usulüne uygun şekilde açılmış dava bulunmadığından Oden Özel Sağlık Ürünleri Tur. Özel Eğt. Hiz. Ve İnş. Taah. A.Ş hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.