Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/28807 E. 2018/26844 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28807
KARAR NO : 2018/26844
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01.10.2004-08.01.2014 tarihleri arasında hamal olarak çalıştığını, iş akdini malulen emeklilik nedeniyle feshettiğini beyanla fazla çalışma ve ubgt ücreti alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı definde bulunarak davacının vardiyalı sistemde çalıştığını, özrü sebebiyle gece vardiyasında çalıştırılmadığını, fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, tespit edilen fazla çalışmalarının bordroya yansıtılarak ödendiğini bordroların ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığını, banka kaydıyla bordro tahakkuklarının uyumlu olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, taraflar vekilleri süresinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda davacı sürekli fazla çalışma yaptırıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davacının 01.12.2010- 18.02.2013 tarihleri arasındaki vardiyasının gündüz vardiyası olan 05.00- 13.00 ve 13.00- 23.00 vardiyalarında bir hafta gündüz 1 hafta öğle vardiyası olarak çalıştığını, 19.02.2013- 30.04.2014 tarihleri arasında vardiyaların 05.00- 13.00 , 13.00- 23.00, 16.00- 24.30 saatleri aralarında olduğunu, 01.05.2014 ve sonrasında ise 05.00- 13.30, 14.00- 23.00, 16.00- 01.00 saatleri aralarında olduğunu, personel mesai takip çizelgesini her işçinin imzaladığını, davacının hamal olarak işinin tasnif edilmiş eşyaları araçlara yükleme olduğunu, yükleme sonunda davacının işinin bittiğini, fazla mesai yapmasının mümkün olmadığını ayrıca bordroda fazla mesai ücreti tahakkuk ettirilerek imzalı ücret bordrosunun banka kaydıyla ödendiğini savunmuştur.
Dosya içeriğine göre; işverence hem imzalı personel mesai vardiya çizelgelerine göre fazla çalışma yapılmadığı savunulmuş hem de fazla mesai tahakkuk ettirilerek işçinin banka hesabına ödendiği beyan edilmiştir. Ayrıca Çalışma Bakanlığı İş müfettişlerince de 13:00-23:00 vardiyasında çalışanlarının araçların istasyona geç gelişi ve işin uzaması nedeniyle fazla çalışma yaptıkları da tespit edilmiştir. Savunma çelişkili olduğundan ve davacı tarafından imzalı ücret bordrolarında bazı aylarda fazla mesai tahakkuku bulunduğundan yapılan ödemenin mahsup edilerek hüküm kurulması gerekirken mahsup yapılmaksızın hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
3-Taraflar arasında fazla mesai alacağına uygulanan takdiri indirimin oranı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağının uzun bir süre için hesaplanması, işçinin çalışma süresi içerisinde hastalık, izin, mazeret gibi sebeplerle fazla çalışmalar yapmadığı günler bulunduğu kabul edilerek Yargıtayca son yıllarda uygun oranda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda, davacının fazla çalışma çalışmasının bulunduğu kabul edilerek hesaplanan tutar üzerinden, fazla çalışma alacağına 1/2 oranında takdiri indirim yapılarak söz konusu alacak hüküm altına alınmıştır.
Davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine ve tanık beyanlarına göre davalı işyerinde fazla çalışmalar yapıldığı yönündeki iddiası doğrulanmakta ise de Mahkemece fazla çalışma ücretinden yapılan indirim hakkın özüne dokunacak şekilde fazla olduğu dikkate alınarak hesaplanan tutarlar üzerinden daha makul bir oranda indirim yapılarak hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.