Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/28766 E. 2020/4721 K. 10.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28766
KARAR NO : 2020/4721
KARAR TARİHİ : 10.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı…İnş. Tic. Bilg. Elektronik Büro Donanımları A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tekniker olarak davalı…şirketi nezdinde çalışırken, davalı şirketler arasında taşeronluk sözleşmesi imzalandığını ve Afganistan’da bulunan Jabal Abad Call5 projesi inşaatının havalandırma tesisatı işlerinde görevlendirildiğini, burada Taliban terör örgütü tarafından kaçırılarak 27 ay süre ile rehin tutulduğunu, kaçırılmasının davalıların ihmalinden kaynaklandığını, esir tutulduğu dönemde işkence boyutunda muamelelere maruz kaldığını, 01.04.2013 tarihinde serbest bırakılıp yurda döndüğünde işverenin kendisinden herhangi bir hak ve alacağı olmadığına ilişkin ibraname istediğini, kabul etmeyince iş akdine haksız olarak son verildiğini, buna rağmen fesih sonrası hak etmiş olduğu işçilik alacakların ödenmediğini, dava konusu alacaklardan davalıların birlikte sorumlu olduklarını ileri sürerek, manevi tazminat, ödenmeyen ücret alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, hafta tatili alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı… Isıtma Soğutma Sis. Gıda Teks. Tar. Ürn. San. İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Afganistan’da ki koşulları bilerek iş sözleşmesini imzaladığını, manevi tazminat isteğinin kabul edilemeyeceğini, davacıya çalışma koşulları nedeniyle zaten yüksek ücret ödendiğini, kaçırılmasından sonra 1 yıl süre ile ücretlerinin ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiriğini savunmuştur.
Davalı…İnşaat Tic. Bilg. Elektronik Büro Donanımları A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, diğer davalı şirket ile aralarında alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, yapılan işin anahtar teslim işi olduğunu, davacının çalışmaya dayalı olmaksızın işçilik alacaklarını istemesinin mümkün olmadığını, terör örgütünün eyleminden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanılan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, davacı vekili ve davalı…İnşaat Tic. Bilg. Elektronik Büro Donanımları A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre hükmü temyiz eden davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Manevi tazminat alacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının çalıştığı işyerinin terör olaylarının yoğun olarak yaşandığı bir bölge olduğu, bu nedenle daha güvenli olan hava yolu yerine kara yolu ile ulaşımın tercih edilmesi sebebiyle davalı işverenin işçiyi gözetme borcu kapsamında ki yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişim biçimi; davacının terör örgütü tarafından kaçırılarak 27 ay gibi oldukça uzun sayılabilecek bir süre esir tutulması, bu süreçte yaşadığı işkence boyutunda kötü muamemelerin davacı … Hasibullah’ tarafından da doğrulanması, nişanlısının davacının artık dönmeyeceği düşüncesiyle başkasıyla evlenmesi, yaşanan olayların davacı üzerindeki etkileri, tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın satın alma gücü ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak, davacı yararına daha üst seviyede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.03.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.