Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/28539 E. 2020/5076 K. 12.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28539
KARAR NO : 2020/5076
KARAR TARİHİ : 12.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının 03.04.2008 tarihinden 24.05.2013 tarihine kadar davalı şirket işçisi olarak sürekli çalıştığını, işe girişlerin davalı şirketin başka şirketleri olan … ve …isimli şirketler tarafından verildiğini, oysa davacının sürekli olarak aynı işverene bağlı çalıştığını, ücretlerinin düzenli olarak ödenmediğini, davacının net 1.850,00 TL ücret aldığını, ekskavatör operatörü olduğunu, primlerinin asgari ücretten gösterildiğini, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, akşam 16.00-08.00 arası çalıştığını, davacının hafta sonları da çalışma yaptığını, dini bayramların ilk günü çalışmadığını, diğer günler çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ve arkadaşlarının işi bırakarak davalıyı zor durumda bıraktıklarını, iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, işin süreli olduğunu, kış aylarında ara verildiğini, davacının işinin dönemsel olduğunu, 2013/3. ayda davacının yeniden işe alındığını, tekrar belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığını ancak 22.05.2012 tarihinde davacı ve bir kısım arkadaşlarının toplu şekilde işi bıraktıklarını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının hafta tatili ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 46’ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63’üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46’ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre için haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Mahkemece de belirtildiği gibi, hafta tatili izinlerinin işçinin dinlenme hakkına ilişkin olduğu açıktır. Bu bakımdan, mahkemenin hafta tatili izninin yasal düzenlemenin amacına aykırı şekilde toplu olarak kullandırılamayacağına ilişkin kabulü isabetlidir. Ancak hafta tatili izninin toplu olarak kullandırılması halinde, hafta tatili ücreti alacağının hesaplanmasında, hafta tatilinin toplu kullanılmasına ilişkin belgelerde yazılı izin günlerinden ilgili haftaya (yedişergünlük zaman dilimleri nazara alınarak) denk gelen hafta tatili gününde işçinin dinlendiğinin kabulü gerekir. Ayrıca işçinin toplu olarak izin kullandığı dönemde çalışması karşılığı olmayan 1 yevmiye tutarındaki ücretin de davacıya ödendiği dikkate alındığında davacıya sadece 0,5 yevmiyesi kadar ödeme yapılmalıdır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama mahkemece hüküm altına alınmıştır. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları davacının hafta tatillerinde çalıştığını beyan ederken davalı tanığı ayda hafta tatili yerine dört gün izin kullandıklarını beyan etmiştir. Davalı tarafça dosyaya hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığına dair bir kısım belgeler sunulmuştur. Mahkemece söz konusu izin günleri hafta tatili ücreti hesabında dikkate alınmamıştır. Bu durumda, her bir toplu izinden bir günün, o haftaya ilişkin hafta tatili olarak kullandırıldığının kabulü ile hafta tatili adı altında kullandırılan birer günlük izinlerin ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
Dosya içeriğinde mevcut aylık izin adı altında kullandırılan izinler bakımından ait olduğu hafta bakımından hafta tatili izni kullandırıldığı ve kalan sürelerde ise davacının fiilen çalışmadığı halde ücretini aldığı anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklandığı üzere izin kullanılarak çalışılmayan sürelerde hafta tatili izni kullanılan günlerin mahsubu ile bakiye süreler için ilgili dönemlerdeki yevmiyenin 0.5 katı üzerinden hafta tatili ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.03.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.