Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/28291 E. 2020/3853 K. 02.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28291
KARAR NO : 2020/3853
KARAR TARİHİ : 02.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde şoför olarak çalıştığını ve iş sözleşmesini ücret alacakları ödenmediğinden haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin ve asgari geçim indirim ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacı işçinin fazla mesai ücretinin hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı 09.02.2010– 25.10.2014 tarihleri arasında çalışmış olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının haftada 7 gün 07.00-18.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile çalışarak haftada 21,5 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiştir. Fazla çalışma talebi hesaplanırken beyanı hükme esas alınan davacı tanıklarından …’ün işverenle husumetli olduğu diğer davacı tanığının ise davalı iş yerinde 2014 yılı 4. Ve 10. Aylar arasında çalıştığını beyan ettiği görülmüştür. Bu itibarla davacı tanığı …’ın tam olarak hangi süre içerisinde davalı iş yerinde davacıyla çalıştığı belirlenerek davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralıkları için şimdiki gibi hesaplama yapılmalıdır. Bunun dışında kalan dönemler bakımında ise davalı tanığı beyanına göre davacının kışın 07.00-17.00 yazın ise 07.00-18.00 saatleri arasında ve 15 günde bir izin kullanarak çalıştığı ispat edildiğinden davalı tanığı gerekirse yeniden dinlenerek yaz ve kış dönemlerinin hani ayları kapsadığı da tam olarak netleştirildikten sonra bu davalı tanık beyanına göre davacının fazla mesai ücret alacağı hüküm altına alınmalıdır. Anılan yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında asgari geçim indiriminin ödenip ödenmediği uyuşmazlık konusudur.
İşçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi kanun ile getirilmiş olup, bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır.
Davacı taraf asgari geçim indirimlerinin ödenmediğini davalı taraf ise davacıya tüm asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiğini, bu durumun banka kayıtları ile sabit olduğunu beyan etmiştir.
Dosya içerisine sunulan banka kayıtlarının incelemesinde maaş adı altında yapılan ödemelerin bulunduğu ayrıca dosya içerisinde yer alan imzasız 2014 Eylül ayı bordrosunda tahakkuk eden asgari geçim indirimi de dahil aylık ücretin bankadan ödemesinin yapıldığı, ancak yapılan bu ödemenin hesaplamadan mahsup edilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda yapılması gereken davacının asgari geçim indirimi talebi değerlendirilirken, öncelikle varsa davacıya ait diğer ücret bordroları da dosyaya kazandırılarak, bu alacak kalemi bakımından yapılan tahakkukların bulunup bulunmadığı tespit edilip imzalı bordroların hesaplamadan dışlanması , imzasız olan ancak bankadan ödemesinin yapıldığı anlaşılan dönemlerin ise hesaplamadan mahsup edilerek, var ise bakiye alacağını hüküm altına almaktır. Bu husus gözetilmeden yanılgılı bilirkişi raporuna dayalı olarak davacı talebinin hüküm altına alınması hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.