YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28121
KARAR NO : 2020/4052
KARAR TARİHİ : 03.03.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 26/06/2006-31/12/2013 tarihleri arasında çalıştığı, hiç bir gerekçe gösterilmeden iş akdinin feshedildiği, 1.400,00 TL aylık ücret alırken son 11 ayda ücretinin asgari ücret üzerinden ödendiği, fazla çalışma yaptığı, yıllık izin alacağının bulunduğu iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve eksik ödenen ücret alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının ücretinin düşürülmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında geçerli olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun’un “‘Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi” başlıklı 22. maddesinde iş yeri şartlarında yapılacak esaslı değişikliklerin yapılabilme şartları düzenlenmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 22. maddesinde: “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebinin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma şartları her zaman değiştirebilir. Çalışma şartlarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” hükmünü içermektedir.
Madde metninde, işverenin, işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma şartlarındaki esaslı bir değişikliği işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabileceği, bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişikliklerin işçiyi bağlamayacağı, açıkça belirtilmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 22. maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, iş yerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır. Öte yandan 4857 sayılı Kanun’un 62. maddesinde, her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin kanuni olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanuni bir yükümlülüğün yerine getirilmesi sebebiyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamayacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı Kanun’un 62. maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamayacağı yasağı, işverenin tek taraflı indirim yapamaması ile ilgilidir. Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek şartıyla ücrette indirim yapabilirler. Zira iş yerinin ekonomik şartları bunu zorunlu kılabilir ve işçi işsiz kalmamak için bunu kabul edebilir.
Somut olayda; Davacı 1.400,00 TL ücretle çalışmakta iken son 11 ayda asgari ücret üzerinden ödeme yapıldığı iddiası ile ücret farkı alacağı talebinde bulunmuştur. Davacı tanıkları davacının asgari ücretin 2 katı ücretle çalıştığını beyan etmiştir. Dosyaya gelen hizmet döküm cetveline göre davacının prime esas kazançlarının 2013 yılı Ocak ayı ve öncesinde asgari ücretten yüksek gösterildiği, banka kayıtlarına göre de davacıya 2013 yılı Ocak ayı ve öncesinde asgari ücretten yüksek ücret ödemesi yapıldığı, 2013 yılı Ocak ayından sonra ise asgari ücret üzerinden bildirim ve ödeme yapıldığı, bu şekilde davacının ücretinde azalma olduğu, dosya kapsamında yer alan davacı ile davalı şirket arasında 01/02/2013-31/12/2013 dönemi için imzalanan iş sözleşmesinde ise ücret kısmının boş bırakıldığı ve taraflar arasında bir ücret belirlenmediği görülmüştür.
Dosya kapsamına göre davacının ücretinde indirim yapılması yönünde rızası olduğu ispatlanamamıştır. İşçinin rızası olmadan işverence tek taraflı olarak ücrette indirim yapılması yönündeki işveren işlemi 4857 sayılı Kanun’un 62. maddesi gereğince geçersizdir.
O halde, fesih tarihindeki ücretinin 2013 yılı Ocak ayında ödenen ücretten düşük olamayacağı da gözetilerek, davacının 2013 yılı Ocak ayından itibaren ve fesih tarihine kadar aynı ücretle çalıştığı kabul edilmeli, bu şekilde belirlenecek ücret esas alınarak ücret farkı alacağı ve diğer talep konusu alacaklar hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 03/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.